Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kendilerine model arayan gençler için örnekler

Demek siyasetin dünyanın her ülkesinde geçerli olan kuralları varmış... Bu kurallardan biri de bir siyasi kadronun içinde yer ve görev aldığınız zaman, kamuoyunda "Bunlarda her kafadan farklı ses çıkıyor" izlenimi verecek davranışlardan kaçınmakmış.
Bunun son örneğini Fransa'da Başbakan Manuel Valls'ın istifasına ve Ekonomi Bakanı Arnaud Montebourg'u dışarıda bırakarak yeni bir bakanlar kurulu oluşturmasına dayanan gelişmelerde de gördük.
Fransız hükümetinin ekonomik istikrarı sağlamak üzere izlediği pahalı para politikasını, kendisi de bir bakan olmasına rağmen Montebourg "Fransa kendini Alman muhafazakârların aşırı takıntıları ile sınırlamamalı" diyerek kamuoyu önünde eleştirmekteydi.
Sonuçta Montebourg yeni kabine dışında bırakıldı.

Bizde durum farklı

Bizim siyasi geleneğimizde ise durum biraz farklıdır.
Bizde bir siyasi kadroda yer ve görev alanlar, görevleri ve konumları devam ettiği sürece muhalif ses çıkartmazlar. Ama mesela bakanlıkları sona erdiği an, en akıl ve mantık dışı eleştirilerin onlar tarafından seslendirildiğini görürsünüz. Onlar için hayatın ve siyasetin en geçerli kuralı "Dün dündür, bugün bugündür" şeklindedir.
Erdoğan hükümetlerinde yıllarca bakanlık yaptıktan sonra, bakanlıkları sona erdiği an "Olmaz böyle şey, bu iktidar devrilmelidir" diye meydan meydan dolaşıp nutuk atanları hepimiz bilmiyor muyuz?
Bu durum sadece kişiler ile iktidarlar arasındaki ilişkilerde görülmez... Kendilerini "Cemaat" veya "Hizmet" olarak sunan ve dini referanslara dayanan örgütlerin, çıkarlarına dokunulduğu anda darbe yapmaya bile teşebbüs eden kalkışmacılara dönüştüklerini görmedik mi?

Beddua üfürükçüleri

Her çeşit "Uzlaşma"nın simgesi olarak görülen muhteremler bir anda beddua üretimcisi üfürükçülere dönüşmediler mi?
Burada temel sorun gençlerin kendilerine kimi "Rol model" alacakları noktasında kilitleniyor. Böyle bir fıkra da vardır ya...
Sefil, sıska, aç ve yırtık pırtık giysileri ile kaldırımda yürüyen adamın yanında, çok lüks bir otomobil ani bir fren yapıp durmuş. Aracın direksiyonundaki güzel kadın, uzanıp yan kapıyı açmış, kaldırımdaki sefil görünüşlü adama "Çabuk yanıma gel,otur koltuğa" demiş. Sefil görünüşlü adam şaşırmış ama denileni yapmış... Güzel kadın gaza basıp, araca yol vermiş. Adam "Ne oluyor" diye sorunca da "Sus, konuşma, artık sabrım kalmadı" diye bağırarak adamı susturmuş...

Böyle olmak tehlikesi

Araç biraz sonra yüksek duvarlar arksındaki geniş arazide bulunan bir malikânenin kapısının önünde durmuş. Güzel kadın araçtan inmiş... Sefil adamı kolundan tutup, yatak odasına sürüklemiş. Odaya girince "Çabuk Çırılçıplak soyun, sabrım kalmadı artık" diye bağırmış ve odadan çıkmış... Sefil adam kadının söylediğini yapmış ve Adem baba kıyafetinde odanın ortasında durup, beklemeye başlamış. Birazdan odanın kapısı açılmış. Kadın elinden tuttuğu afacan görünüşlü 3-4 yaşlarındaki bir erkek çocukla odaya girmiş. Çocuğa adamı gösterip "Yemek yemezsen bunun gibi olursun" diye bağırmış. Sonra adama dönmüş, "Elbiselerini giy ve hemen defol" demiş.
Acaba bizim siyasal ve toplumsal modelimizin çarpık uygulayıcıları da, siyasete hevesli gençler için fıkradakine benzer örnekler olabilirler mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA