Dün hayatta insanın başına bir defa gelebilecek bir deneyim yaşadım. İstanbul Boğazı'nın altında inşa edilen ve İstanbul'un suyunu getirecek olan 5 bin 500 metre uzunluğundaki Boğaziçi Tüneli'den geçtim. Asya'dan Avrupa'ya deniz yolu ve kara yolu ile çok geçtim ama boğazın tam 145 metre altından geçmek inanılmaz bir duygu.
Öyle bir derinlikteydim ki, bir ara 138 metreyi gördüm ve işte o noktada bu tarihi anı ölümsüzleştirmek için tünelin inşaatını yapan STFA Yatırım Holding CEO'su Mehmet Ali Neyzi ve İnşaat Grup Başkanı Mustafa Karakuş ile arazi araçlarından inip fotoğraf dahi çektirdim. Melen Projesi kapsamında arıtılan suyu Asya kıtasından Avrupa kıtasına geçirmek üzere yapılan tünel yakında devreye gireceğinden bir daha aslında böyle bir fırsat olmayacak. Düşününce insanı ürkütse de derinlik, bu deneyimi yaşamak daha ağır basıyor galiba.
Boğazı iki köprünün ardından üçüncü kez birleştiren tünel, denen o ki tarihte ilk kez İstanbul Boğazı'nın 145 metre altından geçerek iki yakayı birleştirmiş oldu.
Boğazın tam ortasındayken hissettiğim duygu şu. Boğazın derin sularının 75 metre altındaydım. Yetmezmiş gibi bir de üzerimizde 75 metreyi bulan bir zemin bulunuyordu. Herkese her şeye inanılmaz uzaktaydım.
Tünel için tam 5 ton dinamit kullanılmış. Bir uzay aracını andıran TBM makinesi sayesinde delme işlemi yapmak ise son derece işi kolaylaştırmış. Çünkü 42 metre önden sondaj yapan ve örneğin güzergah üzerinde balçık gördüğü anda hemen beton şerbeti adı verilen doldurma işlemleri yapan bu makine sayesinde proje hızlı ilerlemiş.
Makine öylesine dev ki 157 metre uzunluğunda.
Dolayısıyla iş tamamlandığında tünelden parçalara ayrılarak çıkartılmış.
STFA, delme patlatma yöntemi ile boğazın altından bir ayda 90 metre ilerlerken, TBM makinesi ile aynı sürede 390 metre ilerlemiş.
Tünel inşaatının kazısı günde ortalama 8 metre ilerleyerek 406 günde tamamlanmış ve iki yaka orta noktada birleştiği gün tünelin şaşması sadece 5 milim olmuş. Proje toplamda 1.200 günde tamamlanmış.