Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Ortadoğu'da tarih aramak

1916'da İngiltere ve Fransa güzel bir kitabın adıyla söyleyeyim, kumda bir çizgi çektiler ve Ortadoğu'yu bölüştüler. Bu, Sykes-Picot anlaşmasıydı.
Gizliydi. Rusya anlaşmayı onaylamıştı.
Onaylamakla kalmamıştı. Fransa ve İngiltere onun da bu bölüşümden alacağı payları belirlemişti. İstanbul ona bırakılıyordu, Kuzey Anadolu'daki birçok kenti gene o alacaktı. Diğer iki "aslan" da Ortadoğu'da etki alanlarını pay edecekti.
Rusya'da devrim olunca Bolşevik idaresi bu rezilce anlaşmayı açıkladı. Sırlar ortaya döküldü. Ama henüz 1917 yılındaydı dünya ve Ortadoğu, Avrupa için iştah kabartıcı bir bölge niteliğini kaybetmemişti.
Daha 1918 Arap ayaklanması baş gösterecekti.
Bizim Casus Lawrence dediğimiz, zat, Bilgeliğin Yedi Dayanağı isimli, ne yapalım ki muhteşem, kitabında anlatacağı gibi, Arapları, başta Şerif Hüseyin olmak üzere ayaklandıracaktı. Nihayet 1919'da 7. Ordu Allenby komutasındaki kuvvetler tarafından dağıtılınca Osmanlı bu topraklardan parça parça geriye çekildi. Ekim başında Şam, sonunda Halep düştü. Mondros mütarekesi hemen izleyen dönemde imzalandı.

***

Bu eski tarihi anımsatmanın bir anlamı belki yok. Belki de çok anlamı var bu tarihin.
Son kertede tarih değiştiremeyeceğimiz bir kader gibi üstümüze yapışıp kalıyor.
Ayrıca 1920'ler daha dünkü tarihler ve kimsenin kuşkusu olmasın ki, büyük imparatorlukların mirasçısı olan ülkeler günü geldiğinde ister bilinçaltlarında deyin, ister zihinlerinin gerisinde deyin, yatan eski günleri yeniden yaşamayı düşünürler. Bu bir temel reflekstir.
Geçmişle irtibat kurmak hiçbir zaman eski dünyanın yeniden ve aynen canlandırılması anlamına gelmez. Tarih bir kaderdir ama yaşanmış olan yakın geçmiş tarihin zalim gerçekliğini daima yontar. O yontulmuş gerçeğin adı bugündür. Ve bu önemli bir olgudur. Ne var ki, eğer geçmişle bugün arasında bir kültür köprüsü kurulabiliyorsa, o köprü sağlam ve işlekse dünün uzaklığı kaybolur.
***

Türkiye'nin OD ile ilişkisi kültüreldir.
O kültürü din oluşturuyor. Bu noktada gerçekçi olmak gerekir. Türkiye, Batı'dan kopmayı hiçbir zaman istemedi. Hiçbir hükümetin böyle bir niyeti olmadı. Fakat hem Batı Türkiye'yi dışlamak için elinden geleni yaptı, onun yeniden bir güç olarak ve eşit haklarla arasına katılmasını engelledi hem de Türkiye, bunları da görerek ve yaşayarak Batı'ya karşı daima mesafeli ve temkinli yaklaştı.
Türkiye'nin şimdi OD'ya dönük "eyleminin" ardında dini saikler rol oynuyor mu sorusu gündemde duruyor. Hiç haksız bir soru değildir. Hele Batı'nın Türkiye'ye karşı güttüğü tutumun temel sebebinin din yani Hıristiyanlık olduğu hatırlanırsa bu sorunun geçerliliği daha da yoğunlaşır. Türkiye Balkanlar'la ilişkisini de bugün dil ve din üstünden kuruyor. İnkâr etmenin, yok saymanın, reddetmenin imkânı var mı?
***

Filistin konusu 20 Eylül'de BM'nin önüne gelecek ve Türkiye onu sonuna kadar savunacak. Türkiye bu konuyu her zaman savundu. Filistin'e sırtını dönmüş bir tek hükümet yok yakın tarihte. Gazze meselesi o cümleden olarak Türkiye'nin asli meselelerinden biri haline getirildi. Bütün bu çerçeveyi kültürel yakınlığın hazırladığı bir gerçek.
Yeni durum zor bir problem üretiyor.
Bu kesin. Ne var ki, şu yukarıda aktardığım Sykes-Picot "girişimi", daha doğru deyişle, o antlaşmada yer alan "niyet" Batı ülkeleri için devam etmiyor mu? Batı OD'yi hem de bu derecede kültürel farklılıklar arz eden bir coğrafyayı kendisi için vazgeçilmez sayarken, o niyetlerinin tamamını İsrail üstünden gerçekleştirmek isterken, Türkiye'nin attığı başka bir anlayışla ele almanın eğer Batı bu sorunları aşmak istiyorsa daha işlevsel olacağı da bir o kadar kesin. Bana kalırsa Türkiye bugün yeni bir pozisyon alıyor ve bu pozisyonla kendisini Batı'yla eşitlediğine, onunla aynı tavır içine girdiğine inanıyor.
***

Kendi köprüsünden başkaları yerine kendi geçmek istiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA