Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Hrant cinayetinde "çifte"derin yapı

Nihayet devlet de Hrant Dink cinayetinde kendi memurlarının ihmali olduğunu açık açık söyledi. Ama buna rağmen hâlâ bu cinayetin arkasındaki gücün ya da "örgüt"ün ortaya çıkacağına dair hiçbirimiz umutlu değiliz.
Değiliz çünkü herkes, ulusalcısından cemaatçisine, liberalinden solcusuna, hükümetinden muhalefetine, bu cinayetin aydınlatılmasını istemesine rağmen olay aydınlatılamıyor.
İlginç bir durum değil mi?
Son olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK) Hrant Dink cinayetindeki karanlık noktaları aydınlatması için görevlendirdi.
O kurulun raporu da durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
"Hrant Dink'e yönelik bir tehlikenin varlığının emniyet ve jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, Hrant Dink'in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığı ve işbirliğine gitmediği, idari makamların Hrant Dink'e yönelik riskleri bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların zincirleme eylemleri sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirlerin alınmadığı..."
Bundan daha net ne denebilir. Peki, bu görevlilerin kim olduğu bilinmiyor mu?
Biliniyor... Dün Cüneyt Özdemir Radikal gazetesinde bu konuyu işlerken ilginç bir noktaya dikkat çekti:
"Trabzon'daki istihbarat teşkilatları böyle bir 'suikast' ihtimali olduğunu biliyor ancak ya ciddiye almıyor ya da başka bir hesabın içinde görmezden geliyorlardı.
Jandarma İstihbarat'ın Hrant'ın o gün öldürüleceğinden haberi var mıydı bilinmez ancak Dink öldürüldükten sonra yaşanan gelişmelerden anlıyoruz ki Trabzon Emniyeti'nin yoktu. Haberi İstanbul Emniyeti'nden gelen bir telefonla aldılar.
"
O günkü Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'dı. Ben de, birçok insan da Altay'ın o dönemde Trabzon'da müdür olmasının soru işaretleri yarattığını yazdık. Oysa haberi bile yokmuş...
Peki, haber vermeyen kim? Kendisine bağlı olması gereken istihbarat şube...
Alın size yargının sorgulaması gereken önemli bir nokta. Ayrıca bu konuyu dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun bilip bilmediğini de merak ediyorum.
O günleri, zaman zaman görüşüne başvurduğum "Derin Ses"e sorduğumda şu cevabı aldım:
"Birileri organize etti, birileri de bu süreci bildiği halde engel olmadı. Samsun'a neden gidildiği araştırılmadı. Hatta ikinci büyük bir suikasttan söz ediliyordu. Dava dosyasındaki tapelerde de görülüyor. Polis de avukatlar da ne sordu ne de araştırdı."
Peki, bu kadar bilinmezin arkasında derin devlet mi var? Derin ses, soruma, soruyla cevap veriyor:
"Hayır diyemem ama birbirini besleyen, birden fazla derin yapı olmadığını kim söyleyebilir?"
DDK raporu Dink cinayetinin karanlıkta kalan ve dava boyunca görmezlikten gelinen ilişkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Şimdi sıra yargıda... Eski ve yeni MİT müsteşarlarını bile sorgulamayı göze alan yargının, 5 yıldır Dink cinayetinde rol oynayan "kamu görevlilerini" sorgulayamaması ilginç değil mi?
Herkesin biraz şaşıracağı yeni bir dönemin eşiğindeyiz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA