Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Annem ve iPad

Korktuğum başıma geldi. Müjdeler olsun, annem iPad sahibi oldu.
Bunda korkacak ne mi var?
Ooooo... Yoksa sizin annenizin teknolojiyle arası çok mu iyi? Vaay, ne şans! Bugüne kadar annem ve teknoloji konulu kaç maceram var biliyor musunuz?
Hadi son yıllarda kaydettiği aşamaları geçelim. Eskiden televizyonu açamadı diye eve gelmemizi beklerdi.
Kendi kendine DVD koyamadığı için bir ara kendimi ailenin makinisti hissetmiştim. Hiçbir meslekte tutturamazsam ben bu evden makinist çıkardım yani.
Bir de cep telefonları dünyası var tabii. Tarihin en hızlı telefon bozan insanı annemdir. Şimdi gitmiş Akmerkez'den cep telefonu almış, e güzel. Ya tabii. Siz bir de Akmerkez'deki telefon bayiine sorun. Haftada üç gün bizimki Akmerkez'de.
Neden? Telefonu bozulmuş ondan. Peki telefonu bozulmuş mu? Hayır! Annem ya açmayı beceremiyor, ya şarja koymamış, ya düğmelere basa basa telefonu manyak etmiş.
Hele en son röportaj yapmaya başladı başlayalı topumuz bittik. Bu sefer teyp dünyasında kavrulduk. Röportaja iki teyple gidiyor çünkü kaydettiğini zannedip boş kasetle kalakaldığı oluyor, teyp bir anda çalışmaz oluyor, dijital olanlar tam fiyasko. Bir tuşa basıyor tüm kayıt uçuyor.
Şimdi siz anladınız durumumu değil mi?
Annem elimde iPad'i görünce "Aaaa ne şeker, ben de becerebilir miyim?" sorusunu ortaya atmış, benim; "Yok yok senin ihtiyacın yok güzel annem, saçma sapan bir şey işte" yalanımla olayı atlattığımızı sanmıştım.
Ama bizimki durur mu, ne yapmış etmiş almış iPad'i.
Geçen gün evde kızlar toplanmış oturuyoruz. Annemin elinde iPad. Evet! Annemin elinde iPad! Ben bir yandan bilgisayarda çalışıp bir yandan annemi kesiyorum. Yüzü asık...
Acaba orada benim göremediğim neler oluyor. Kim biliiir, kim biliiir. Yüce Rabbim yüzüme gül de arıza çıkmasın ya, n'olur ya.
Derken annemden "Offff" yakarışıyla bomba geliyor; "Çocuklar ben ne zaman bu iPad'de pişti oynasam karşıma Fatih diye bir adam çıkıyor, bu Fatih var ya bu Fatih bak yine karşıma çıktı. Ben bununla oynamak istemiyorum, ayıp olacak diye de çıkamıyorum. Bıktım valla..."
Hepimiz gülmekten patladık, hatta püskürdük!
"E anne bas düğmeye çık."
Annem şaşkın şaşkın, "nasıl yani" bakışını atıyor.
"Anneciğim bu sanal bir oyun, bas düğmeye çık, Fatih'e niye ayıp olsun, o da başkasıyla oynar. Ay anne yaaa."
Gel de anneme anlat şimdi. Kadın hayatında ilk kez sanal ortamda oyun oynuyor ve sanal ortamda bile karşısındakine saygıda kusur etmiyor. Eski nesil işte.
Bizim nesil öyle mi?
Gel de anneme anlat şimdi.
Tek tıkla dost ya da düşman olabildiğimizi. Tek tıkla başlayıp, tek tıkla bitirdiğimizi. O uymazsa, uyanına gittiğimizi.
Gel de anneme anlat şimdi.
Hızımızı, gamsızlığımızı, vurdumduymazlığımızı, geniş insanlığımızı, hesap vermediğimiz için sanal dünyalara daldığımızı, "ayıp olur" kaygısız yaşadığımızı.
Gel de anneme anlat şimdi.
Teknolojinin, iPad'lerin, Blackberry'lerin, iPhone'ların vs. sadece birer araç olmadığını, onların hayatımızın bir parçası olduğunu. Hatta onlarla haşır neşir olmak için belli bir ruh haline sahip olmak gerektiğini.
Kendimizi gizliden gizliye köle ettiğimizi, adadığımızı, hıza, kapatmaya, açmaya, oradan oraya zıplamaya yemin ettiğimizi.
İnsanlara değil, duygulara değil bu aletlere bağlandığımızı...
Anlar mı? Anlamaz. Anlamak istemez. Onun dünyası başka. Onun dünyası başka şeylerin üzerine kurulmuş, güzel. Anlayamaz.
Sanırım ben de artık onu anlayamam.
N'apalım hayat.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA