Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

En güzel söz AŞK

"Eğer...
Onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz...
Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsa hisleriniz..."
İşte odur AŞK, diyor ünlü bir yazarımız...

***
Her şeyin tozpembe olduğu, ayakların yerden kesildiği bir duygu hali...
Müthiş abartıları ve tarifleri içinde taşıyan tuhaf betimlemeler:
"Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer.
En güzel kokusu, bedenindeki ter..."
Aşk...

***
Nerede, kiminle ve nasıl olursak olalım...
O yoksa eğer...
"Hiçlik", "Yokluk" ve hatta "Anlamsızlık..."
Ve başlıyor, tariflere sığmayan müthiş bir duygu hali geliyorsa...
İşte odur Aşk.
Ama Aşk aynı zamanda...
Sabırdır, inceliktir, teslimiyettir...
***
Mevlana
'nın da dediği gibi
"Aynı dili konuşanların değil"
"Aynı duyguları paylaşanların yaşadığı"
bir dünya işidir Aşk
Ve Aşk hastalıklı bir ruh halini yansıtır çoğu kez.
O yüzden "Ciddi bir akıl hastalığı" diyor ya Aşk için ünlü Yunan düşünürü Platon.
***
İçinde çoğu kez acılar taşır, kavuşmak zordur.
İki tarafı olan ama birinin seven, ötekinin sevilen olduğu, dengesini yitirmiş bir çeşit tahteravalli...
***
Fransız şair Louis Aragon'un beyinlerimize kazıyıp yaşadıklarımızı tarif ettiği gibi:
"Bir tek aşk yoktur acıya gark etmesin / Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara / Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda / Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da / Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur..."

***
Kimi "melankolik bir ruh hali" olarak tanımlar Aşk
Kimi "İnsan aklının en soylu zaafı" der Aşk'tan söz ederken...
Ataol Behramoğlu ve onun gibi düşünenler ise üçüncü kişiye yer vermezler asla:
"Ölümdür tek başına yaşanan, aşk iki kişiliktir"
***
Kim bilir belki de Aşk'ın en güzel tarifini Konfüçyüs yapmıştır:
"İnsan kalbindeki gerçek aşk dörtnala giden bir at gibidir.
Ne dizginden anlar ne de söz dinler"
Çinli bilge Konfüçyüs haklı, "Aşk" söz de dinlemez ama hiçbir söz, Aşk'ın yerini tutamaz.
***
Bu kez büyük usta Nazım koşar imdadımıza.
Önce rübaisiyle "Sarılıp yatmak mümkün değil bende, senden kalan hayale" der imkânsızlığı anlatır, sonra çaresizliğini vurgular:
"Sen esirliğim ve hürriyetimsin..." Ardından da Karadeniz'in mavisiyle yeşil doğasını birleştiren güzel bir geçiş yapar sanki.
Sert yamaçların sert gözüken yumuşak kalpli insanlarını bile yolundan döndüren o müthiş "söz" ile tarife kalkışmaz. Ama acelesi vardır: "Henüz vakit varken gülüm / Henüz vakit varken / Paris yanıp yıkılmadan" der ve savaşın sonu gelirken 1945'te "en güzel sözü" söyler: "En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olandır.
En güzel çocuk:
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz sana söylememiş olduğum sözdür."
AŞK...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA