Otomotiv dünyasından ithalatçı, üretici, yan sanayici kimle karşılaşırsam hep aynı şeyi duyuyorum: "Otomotivde patlama falan yok. Abartmayın. Pazarı 2007 yılına göre değerlendirin. Baz etkisini hesaba katın."
İşler kötü gittiğinde veryansın eden, işler iyi gittiğinde susan otomotivcilerin bu davranışı üzerine geçen hafta bir yazı yazdım ve sordum:
"İyi ama rakamlar otomotivde işlerin fena gitmediğini gösteriyor. Özellikle ÖTV dopinginin yaşandığı geçen yıla göre satışların artması önemli bir gelişme. Ayrıca, pazarın dibe vuracağı, 2010'un kara bir yıl olacağı tahmini yapılırken satışların beklentilerin üzerinde artmasını nasıl değerlendirmemiz gerekir?
Otomotivcilerin 'satışlar patladı' sözünden hoşlanmadıklarını biliyorum. Maliye'nin otomotiv sektörüne ekstra bir vergi getireceği korkusunu yaşıyorlar. Bu yüzden de işler yolunda demekten kaçınıyorlar. Ağlamayı, yakınmayı tercih ediyorlar."
Bu yazıya yanıt gecikmedi. Otomotiv dünyasının en etkili örgütü Otomotiv Sanayi Derneği'nin Başkanı Kudret Önen imzasıyla yapılan açıklamada; 2010 yılındaki gelişmelerinin genel olarak olumlu yönde devam ettiği vurgulandı. Özellikle yatırım aracı olan hafif ticari araçlarla, ağır kamyonlarda talep hareketliliğinin önemli bir gösterge olduğu ifade edilirken, otomobil satışlarında da talep artışının süreklilik kazandığına dikkat çekildi. Ardından Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, otomotivde talebin istikrarlı bir şekilde arttığını söyledi.
Yani otomotivciler işlerin yolunda olduğunu nihayet kabul etti. Otomotivin ekonominin lokomotifi ve Türkiye'nin geleceği olduğuna inanan bir gazeteci olarak, ÖTV teşviği döneminde kamuoyunun gözünde güvenilirliğine darbe alan sektörün, aynı hatayı bir daha yapmayacağını umuyorum. Gerçekleri söyleyen sektör yetkililerini alkışlıyorum.