Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Vatikan G-20 liderlerine ne önerdi?

Sonunda Vatikan da, G-20 liderler toplantısında dikkate alınması için bir doküman hazırladı. Ve hazırladığı 41 sayfalık bu dokümanı, G-20 zirvesinden on gün önce 24 Ekim 2011'de yayınladı.
Bu dokümanda ya da reçetede, Vatikan, yaşanan küresel finansal krizin "bencillik, kolektif açgözlülük ve büyük miktarda mal istifçiliğinden" kaynaklandığını ileri sürüyor. Önlemek için de "küresel bir kamu otoritesi" kurulmasını istiyor. Böylece hem küresel kamu malları korunmasını hem de finansal işlemlerden alınacak vergilerle kurulacak bir "dünya fonu" sayesinde küresel sorunların çözümünü ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasını öneriyor.
Bununla bitmiyor. Vatikan, IMF yerine parasal akımları küresel olarak düzenleyecek bir "dünya merkez bankası" kurulmasını da öneriyor. Vatikan'a göre IMF yetersiz bir kuruluş. Çünkü IMF'nin içinde hâlâ gelişmekte olan ülkelerin de katıldığı bir karar organı yok. IMF'yi zenginler yönetiyor. Bir de IMF, uluslararası parasal mübadeleyi düzenleyemiyor. Ayrıca, her ülkenin ayrı merkez bankasına sahip olması da kolay para basma hakkı verdiğinden, siyasi yöneticilerde ve işadamlarında ahlaki zafiyet ortaya çıkıyor. "Nasıl olsa para basıp kurtarırlar" düşüncesiyle gerekli tedbirleri almıyorlar.
Gelelim G-20 liderlerinin Vatikan'ın önerilerine rağmen aldığı kararlara... Zirvenin ardından yayınlanan tebliğde, dünya ekonomisinde, kısa vadede büyüme ve istihdamı kırılgan yapan faktörlerin kaldırılması için bir aksiyon planı hazırlandı. Buna göre, önce Avrupa ve Yunanistan'ın borç krizinin çözülmesi gerekiyor. İtalya'nın IMF'yi çağırması olumlu bir adım olarak kabul ediliyor. Ve Vatikan'ın dünya merkez bankası önerisi dikkate alınmayarak, aksine IMF'nin rolü çoğaltılıyor, IMF'nin acil müdahalesiyle para verilerek mali sorunların hemen çözülmesi planlanıyor. Ve IMF'nin para birimi, "özel çekme hakkı"nı (SDR) oluşturan para sepetinin ancak 2015'te değişebileceği kabul ediliyor. Böylece dünya ticaretinde kullanımı artan gelişmekte olan ülke para birimlerinin sepet içinde yer alması ileri bir tarihe atılıyor.
G-20 liderleri ayrıca rekabetçi devalüasyondan kaçınılması için döviz kurlarının o ülkenin temel ekonomik göstergelerini yansıtmasını istiyorlar. Döviz kurlarının piyasa koşullarında belirlenmesini öneriyorlar. Korumacılıktan kaçınılmasını dünya ticaretinin serbest olmasını, aksi takdirde sorunların büyüyeceğini düşünüyorlar.
Yine Vatikan'ın reçetesinin aksine, G-20 liderleri, küresel kamu otoritesi kurmak yerine, BM, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), IMF ve OECD gibi mevcut kuruluşların küresel sorunların çözümü için izleme ve işbirliği yapmasını istiyorlar.
Peki G-20 liderleri niye Vatikan'ın önerilerini kabul etmiyor derseniz... Çünkü Vatikan, küresel kamu otoritesi ve dünya merkez bankası önerisiyle aslında büyük bir devlet öneriyor. Oysa bu "büyük devlet", sorunları daha çoğaltabilir de. Çünkü tek bir merkezden yönetilecek dünya devletinin, pek çok yetersizliği beraberinde getireceği açık bir gerçek.
Ayrıca böyle büyük ve merkezi bir dünya devleti, Vatikan'ın ideolojik hayali olabilir. Çünkü Vatikan bir dini merkez olmakla birlikte bankası olan ve bazen de kara para soruşturmalarına konu olan bir devlet. Önerdiği dünya devleti yoluyla Vatikan hem dini hem maddi olarak çok güçlenebilir. Belki de Vatikan, sorunların ancak Katolik hâkimiyetine dayanan bir dünyada çözülebileceğine inanıyor. G-20 liderlerinin, Vatikan'ın önerilerini kabul etmemesinde, işte bütün bu sakıncaların payı olabilir.
Bayramınız kutlu olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA