En ekonomik alışverişin peşinde koşuyorum. Ama bedenime uygun giyecek bir şey bulmak hiç de kolay ve ucuz olmuyor. Üstelik yemeği yapması da yemesi de bu kadar zevkliyken diyet fikrini iyice yokuşa sürüyorum. Malum her kadının bir süre kendini Bridget Jones gibi hissettiği oluyor. Bu tembelliği üzerimden atıp bedenimde ekonomik olma kararını verdiğim gün karşıma bir ilan çıktı. Antalya'nın doğasının karşısında kung fu!
YİNE DE GÜLÜMSE!
Kung fu denince akla genelde Bruce Lee gelir ama benim aklıma
Hababam Sınıfı'nın efsane karakteri Badi Ekrem geliyor. "Nereye gidiyorsun?" sorusuna "Fun ku çekirge" demeye bile başladım. İtalyan Master Tao Masa kung fu uğruna Tayland'a gitmiş ve 10 yıl orada kalmış. Aldığı eğitimlerle kung fu ve enerji kullanımında master ünvanını alıp insanlara eğitim vermeye başlamış. Yakın zamanda da ders vermek için Türkiye'ye yerleşecek ve Türkçe öğrenecekmiş. Master Tao Masa'nın Gloria Resort'taki eğitimine sadece iki gün katılacaktım ama danışmanları bir günde bile enerji kullanımını öğreneceğimi söylediler. Uçaktan indiğimde buna çok ihtiyacım olduğunu anladım çünkü THY'nin yanlış etiketlemesiyle valizim Kayseri'ye gitti! Antalya'nın sıcağında kot pantolonla ortada kalmıştım ve valizin gelmesinin ertesi gün akşamı bulabileceğini söylemişlerdi. Ertesi sabah çarçabuk üzerime bir şeyler alıp derse katıldım. Master Masa bendeki mutsuzluğu hemen fark edince yanıma geldi ve esprileriyle yüzümü güldürdü. Master Masa "Bu spor birini dövmek için değil, mutlu ve huzurlu olmak için yapılır. Bu nedenle öncelikle gülümsemeyi hayatının her anına serpiştirmelisin" dedi ve ortaya çekti beni. Master öyle hareketler yaptı ki, birden kafa atarak kiremit kırabileceğimi bile hissetim. Tam öyle bir şevke gelmişken Tao Masa gelip basit duruşlar gösterince patlattım kahkahayı. Kung fu ile kilo vermek çok zaman alacaktı ama kendimi ertesi gün çok daha iyi hissettim.
GÜNDE 12 DAKİKA YETER
Ertesi gün kaslarım biraz ağrıyordu. Hava çok sıcaktı, bavulum henüz ortada yoktu ama gülümsüyordum. İkinci dersten sonra doğanın ve içimizdeki enerjinin aslında ne kadar yoğun ve etkileşim içinde olduğunu anladım. Kendimi çok önemli hissetmeye başladım. Filmlerdeki dövüş sahnelerini sorunca Masa "Çizgi filmler ne kadar gerçekse onlar da o kadar gerçek" dedi. Her gün 12 dakika boyunca yapabileceğim bir antrenman gösterdi. Birden "Çalışıyorum ve zamanım yok" deyince tek kaşını kaldırıp "Instagram'a daha az fotoğraf yükler ve daha az beğeni yaparsınız ama o 12 dakikayı bulursunuz" dedi. İstanbul'a dönmeden önce valizim geldi, hava biraz serinledi ve vücudum adeta esnedi. Yürürken bile koştuğumu hissediyordum. İki günlük eğitim elbette zayıflamama yaramadı ama dinç hissetmenin ne olduğunu anlayınca havuza yazılma kararı aldım! Kafa atarak kiremit kırma işi de artık başka zamana kaldı.