"Dünyanın en ünlü eleştirmeni" artık aramızda... Chicago Times'ın emektar yazarı, yazılı ve görsel medyayı aynı ustalıkla kullanarak yıllardır ABD sinema hayatına yön veren Roger Ebert, bir süredir her hafta, bir yazısıyla Milliyet'in Cadde ekinin konuğu. Ne güzel... Böylece bir alanda daha dünyayı izler hale geliyoruz. Tıpkı SABAH'ın New York Times eki, CNBC-e'nin Jay Leno sohbetleri veya yine Cadde'nin "Unutulmayan Röportajlar" serisi (ama galiba kalktı!) gibi, Ebert'in eleştirileri de, ABD çerçevesinden de olsa bizi dünyaya açan ve dış âlemde olup bitenleri öğrenmeye yönelten bir çaba. Ebert'i Cannes'dan tanırım. Birkaç yıl önce İstanbul Film Festivali'ne davet etmiştim. Çok istediğini ama sağlık sorunları olduğunu söyledi. Nitekim geçen yıl onu acınacak bir halde gördüm: Bir boğaz ameliyatı geçirmişti, yüzünün yarısı sargılarla sarılıydı ve bir hemşire nezaretinde tekerlekli sandalyedeydi. Buna rağmen kalkmış, Avrupa'lara gelmişti. Bir gazete haberi onun artık konuşamadığını ve sadece yazarak iletişim kurduğunu bildiriyordu. Ama mesleğini bırakmayı düşünmüyordu. İşte sinemanın insanı hayata bağlayan gücü! Ebert'in yazıları umarım hem bize örnek olup ufuklar açar, hem de belki aslında pek de kompleks duymamıza gerek olmadığını gösterir. Çünkü her yazar gibi o da aşılacaktır, hatta aşılmıştır. Ama örnek sinema sevgisi ve bilgisi hep hatırlanacaktır.