Eski Yugoslavya lideri Mareşal Josip Broz Tito tarafından nükleer saldırılara karşı yaptırılan ve 1992 yılında tespit edilen sığınağın şifresinin ''İstambul'' olduğu ortaya çıktı. Bienalin açılış kokteyli ve düzenlenen seminerlerin ardından Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Vefahan Ocak, eski Yugoslavya'nın son Dışişleri Bakanı Budimir Lançor, çeşitli ülkelerin büyükelçileri ve sanatçılar, Konyiç'teki Tito'nun gizli sığınağını gezdi. Ormanlar arasında, Neretva Nehri kenarındaki iki katlı bir çiftlik evi görünümündeki yapıdan içeri girilerek ulaşılan sığınak, görenleri şaşkına çevirdi. Dağın altında inşa edilmiş, uzun ince koridorlarla çok sayıda odanın birbirine bağlandığı sığınak, özenle yapılmış toplantı ve yatak odaları, çalışma ofisleri, banyoları ve lavabolarıyla dikkati çekiyor. Her türlü detayın en ince şekliyle düşünüldüğü sığınakta, muhabere sistemleri, gizli yazışmaların yapıldığı özel şifreli daktilo odaları, özel hatlı telefonlar, su depoları, gaz maskeleri, havalandırma sistemleri bulunuyor. Lavabolarında sabunların, tuvalet kağıtlarının halen muhafaza edildiği sığınakta adeta zamanın durduğu hissediliyor. Sığınakta eski Yugoslavya döneminde yaptırılan ve bu sığınaktan daha küçük olan diğer 27 sığınağın şifreleri ve bulundukları yerlerin adreslerini gösteren haritaların bulunduğu oda da kapılarını sanatçılara açtı. Farklı isimlerle şifrelendirilen sığınakların merkezi konumundaki Konyiç'teki sığınağın ''İstambul'' olan şifresi ise dikkati çekti. Haritada ''İstambul'' olarak kodlanan ve Tito tarafından verildiği bildirilen bu şifrenin, eski Yugoslavya döneminde üst düzey yöneticilerden sadece 6 kişinin bildiği kaydedildi. ''İSTAMBUL'' ŞİFRESİNİ BİLEN ESKİ ALBAY Her bir sığınağın farklı şifresinin bulunduğunu dile getiren Grabovica, şöyle konuştu: ''Bu sığınağın kodu 'İstambul'du. Askeri bakımından bu kodlar iletişim aracı olarak kullanılırdı. Acil bir durumda telefon açılarak 'İstambul' denildiğinde, devlet içerisinde 'bir avuç' insan ne dediğinizi anlardı ve aslında bu sığınaktan arandığını bilirdi. Şifrelerin üçüncü şahıslar tarafından öğrenildiğinden şüphelendiği zaman da kodlar değişirdi, fakat bu sığınağın 'İstambul' şifresi hiç değişmedi. Belki de en büyük ve teknik anlamda en gelişmiş bu sığınağımız, bir nevi merkez olmasından ve büyüklüğünden dolayı 'İstambul' kodunu kazandı. 'İstambul'' kodunu ise üst düzey yetkililerden sadece 6 kişi biliyordu.'' Bosna Hersek'in Konyiç kentinde eski Yugoslavya'nın lideri Mareşal Josip Broz Tito tarafından nükleer saldırılara karşı yaptırılan ve 1992 yılında ortaya çıkan sığınakta, çağdaş sanatlar bienali düzenlendi. Tito tarafından 1953-1979 yılları arasında yaptırılan, 6500 metrekare kapalı alana sahip, içerisinde 350 kişinin 6 ay boyunca dışarıdan hiçbir destek almadan yaşayabileceği, 24 ton ağırlığındaki atom bombasıyla düzenlenecek saldırının bile etkilemeyeceği sığınak, Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasındaki savaşta ortaya çıktı. Yaklaşık 4 milyar 600 milyon dolar harcanarak inşa edildiği bildirilen ve 1992 yılına kadar sadece Yugoslavya'nın yüksek idarecilerince yeri bilinen sığınak, ortaya çıkmasından bugüne kadar Bosna Hersek ordusunun kontrolünde, bölge halklarının merak ettiği bir yer olarak sırrını korudu. Tito'nun sığınağının ''çağdaş sanatlar'' için değerlendirilmesi amacıyla, Saraybosna'da yaşayan sanatçılar, bölge ülkelerindeki meslektaşlarıyla bir proje hazırladı. Edo Hoziç'in direktörlüğünde bir araya gelen Saraybosnalı sanatçılara, Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin Çağdaş Sanat Müzesi ile Sırbistan, Karadağ, Slovenya gibi ülkelerin sanatçıları destek vererek projede görev aldı. Avrupa Birliği'nce desteklenen UNESCO ve NATO'nun sponsorluğunda Tito'nun sığınağında düzenlenen bienale değişik ülkelerden sanatçılar katıldı. Projenin direktörü Edo Hoziç yaptığı açıklamada, eski Yugoslavya'nın bugüne kadar bir ''gizem'' olarak kalan sığınağının kapılarını sanat için açacağını kaydetmişti. Kendi elektriğini üreten, içinde çok sayıda odanın bulunduğu, hava ve su filtrelerinin yer aldığı sığınağı Çağdaş Sanatlar Müzesi yapmak istediklerini ifade eden Hoziç, bu kapsamda ilk olarak dünyanın önemli sanatçılarının katılımıyla çağdaş sanatlar bienali düzenleyeceklerini bildirmişti.