'Ayrılıkların Şairi' olarak anılan Ahmet Selçuk İlkan, 10'uncu şiir kitabını 'Aşkın Tam Saati' adıyla Alfa Yayınları'ndan çıkardı. İlkan, bu kitabında yepyeni aşk şiirlerinin yanı sıra, toplumsal sorunlara da değiniyor. Hatta 'Eyvah Eyvah' isimli şiiri ile günümüz şarkılarını ve onları seslendirenleri ağır bir dille eleştiriyor. Bu eleştiriden başta Sezen Aksu olmak üzere Serdar Ortaç ve Sinan Akçıl gibi isimler de nasibini alıyor. İlkan'la kitabı ve sanat dünyasını konuştuk.
YAPILAN ŞARKILAR EZİYET!
'Aşkın Tam Saati'nde yer alan şiirlerde hüzün ön planda. Neden?
Sadece hüzün değil, bu kitapta sevinç de var. Ben genelde ayrılıkları anlatan biriyim ve ayrılıklar da tabii ki hüzündür. Şairler de hüzünle beslenir.
Bu kitapta günümüz şarkılarıyla ilgili de serzenişiniz var...
Bu yalnız benim serzenişim değil; benim tek talihsizliğim bunu benim söylemem. Açıkçası bunu başkalarının eleştirmesini isterdim. En büyük hayalim de buydu, ama eleştirmenler azaldıkça bu tür şarkılar gün geçtikçe arttı. Yani, düşünün 'Amcamın Zamanında Halay mı Vardı' (Serdar Ortaç'ın 'Yar Diye Diye' şarkısında geçiyor) diye bir sözün içinde olduğu bir şarkı bile var. Örnek alınan insanların, bunu yapması beni üzüyor.
Serdar Ortaç'a ve Sezen Aksu'ya kızgın mısınız?
Hiç kimseye kızgın değilim. Onlar yine de en güzellerini yapmışlar ama son yıllardaki en büyük talihsizliğimiz ne biliyor musunuz? Son yıllarda yapılan şarkılara baktığınız zaman şarkı sözü yazarı, besteci ve aranjör olarak hep aynı kişilerin isimleri geçiyor. Üç-dört işi bir arada yapınca da ortaya bir karmaşa çıkıyor. Oysa ki, her işi yapan kişinin ayrı olması gerekiyor bence...
Peki sizce bu durum kaliteyi etkiledi mi?
Tabii ki... Biz kaliteyi yitirdik. Toplumu yaşanan ve özel kılan kalitedir. Teniniz kirlendiğinde bir markete girip en iyi temizlik malzemesini alabilirsiniz. Ama ruhunuz kirlendiği zaman sanattan başka temizleyecek bir şey bulamazsınız. Eğlence kültürü tabii ki olmalı, ama eğlence bizde son günlerde işkenceye dönüştü. Toplum sancılar içindeyken, çocuklara bu şarkıları ezberletmek bana eziyet gibi geliyor. Ben artık buna dayanamıyorum. Benim istediğim şey; düzenin değişmesi ve iyi şarkıcılara hakkının teslim edilmesi... Yani; Sezar'ın hakkının Sezar'a verilmesi...
ANLAMIYORUM!
Ama kitabınızın basın bülteninde özellikle bazı isimler veriliyor. Sezen Aksu, Serdar Ortaç gibi isimlere içerlediğiniz yazıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Evet, ama ben şarkıcılardan daha çok şarkıları eleştiriyorum. En çok alkışladığım isimler arasında da, en çok sitem ettiğim isimler arasında da onlar var. Yalnızca onlar değil, bu tür şarkıları çoğaltanları da kınıyorum. Sezen Aksu, Türk müzik tarihinin son 25 yılına damga vuran bir isimdir. Yaptığı şarkılarla o da gönül yastığı olmuştur. Şimdi yaptıklarına bir anlam veremiyorum. 'Bu şarkıların benzerleri Amerika'da çok fazla var' diyorlar. Ben de diyorum ki, "Bu anlayışla yurt dışında albüm yapma şansları var mı?". Tabii ki eğleneceğiz ama o dozu kaçırmamız gerektiğini düşünüyorum. Aynı şey; Serdar Ortaç için de geçerlidir. Ayrıca onun başarılı bir isim de olduğunu düşünüyorum.
ENTELLER DE ONAYLADI
Edebiyat dünyası sizi uzun bir süre kabullenmedi. Şimdiki durum ne?
Edebiyat dünyasının kabullenmesinden çok, bir şairi güçlü kılan halkın takdiridir. Beni sokaktaki çöpçüye sorun, mühendise sorun; her biri, en az üç şiirimi ezbere bilir. Enteller de bu durumu görmezden gelemedi.