Fransız ressam, mimar ve seyyah Antonie Ignace Melling, 1783 yılında henüz 20 yaşındayken İstanbul'a gelmiş, 17 yıl kaldığı bu şehrin her köşesini gravürlerine ve resimlerine konu etmiş, bu çalışmalarıyla da ünlenmişti. III. Selim'in kızkardeşi Hatice Sultan'a olan yakınlığı sayesinde o dönem hiçbir seyyah ya da ressamın girme şansı bulamadığı harem odaları ve sahilsaraylara giren Melling, Hatice Sultan için Ortaköy Defterburnu'nda bir de saray tasarladı. Hatice Sultan'ın yıllarca kalfalığını yapsa da ikilinin arası 1799'da Melling'in bir kız çocuk babası olduğu dönemde bozuldu. Melling, sultanına mektuplarında yalvarsa da Hatice Sultan ona yüz çevirdi tam da bu sırada çaresiz kalan ressam, İstanbul resimlerinden oluşan bir albüm hazırlamaya başladı. Albümdeki gravürlere eşlik edecek metinleri ise farklı yazarların katkısıyla Fransa'ya döndükten sonra 1819'da tamamladı. İşte o albüm, Melling'in başyapıtı kabul ediliyor. Bugün hâlâ İstanbul meraklılarına, akademisyen ve araştırmacılara yol gösteren en önemli kaynaklardan biri kabul edilen
İstanbul ve Boğaz Kıyılarına Pitoresk Seyahat, yazılmasından yaklaşık 200 yıl sonra ilk kez Türkçeye çevrildi.
PAMUK VESİLE OLDU
Melling'in 48 gravürden oluşan kitabı, yazıldığı günden bugüne sadece Fransızca olarak okunabiliyordu. Denizcilik Kitabevi'nden yaklaşık 15 gün sonra çıkacak kitabın Türkçe versiyonunun hazırlığı yaklaşık üç yılı buluyor. Yayınevinden Turgay Erol özellikle Orhan Pamuk'un
İstanbul Hatıralar ve Şehir kitabı çıktıktan ve Pamuk burada Melling'in eserinden övgüyle bahsettikten sonra sayısız okurun kendilerine bu kitabı sorduğunu, bu sebeple kitabı çevirdiklerini söylüyor. Çeviri için eserin, Ömer Koç Koleksiyonu'ndaki nüshası kullanılmış.
ELDEM ÖNSÖZ YAZDI
Kitabı yayına hazırlayan editör, sosyolog Rezzan Baratar, "Çeviride orijinal metnin üslup ve içeriğine mümkün olduğu kadar sadık kalmaya çalıştık. Eser, dönemin etkisiyle çok ağdalı ve şiirsel bir dille kaleme alınmış. Üç dilde ilk kez bir arada yayınlanacak. Bu da bize büyük heyecan veriyor" diye belirtiyor. Kitaba bir önsöz hazırlayan tarihçi Edhem Eldem ise, eserin sadece Osmanlı'ya değil, Avrupa'nın entellektüel üretimine de tanıklık ettiğini belirtiyor ve "Okunmayı ve anlaşılmayı hak eden bir yapıttır" diyor.