Bir milimetreye 20 çizgi
Kale'nin minyatüre ilgisi 80'li yıllarda başlamış fakat örnek olarak belirlediği isimler kendine ders vermeyi kabul etmemiş. O da hoca olarak yüzyıllar öncesinde yaşamış sanatçıları seçmiş. "Kendi hocalarımı kendim buldum. Zamanla öğrendiğim tekniklerle ruh halimi minyatürün genel yapısı içinde sergilemeye çalıştım" diyen Kale, "Mehmet Siyahkalem'den fırçanın kıvraklığını, Levni'den renk ve ahengi, Nakkaş Osman'dan da sultan portrelerinin ustalığını" öğrenmiş.
Önceleri alışıldık şekilde minyatür yapan Kale, klasik minyatürü, geleneksel bir atölyenin "Bir kibrit kutusuna 25 tane portre çizebilir misiniz?" sorusuyla terk etmiş. Zaten içinde hep farklılaşmak ve zamana damgasını vurmak isteği varmış. Kale, "Kendime usta olarak belirlediğim insanların yaptığı tablolar zamanının en güzelleri ve müzedeler. 21. yüzyılın imkânlarıyla bu yapıtların aynısını yapmak bana yakışmaz" diye düşünmüş ve kendine başka bir yol çizmeye karar vermiş. Bir milimetreye 20 tane çizdiği çizgi minyatürü, "daha ne kadar küçük yapabilirim" merakının da artmasını sağlamış. O günden sonra kendisini tamamen mikrominyatürler yapmaya vermiş. İyi ki de öyle yapmış. Minyatürcülerin bir zamanlar talebe olarak kabul etmedikleri Kale, bugün eserleri birçok yabancı ülkede "Mikro-Sanat" kategorisinde eserleri sergilenen ve ilgi gören sıra dışı bir sanatçı.