Ellerin düzenli yıkanmasıyla dünya genelinde her yıl bulaşıcı hastalık yüzünden bir milyon çocuğun hayatının kurtarılabileceğine işaret eden uzmanlar, enfeksiyonların da yüzde 50 azalabileceğini vurguluyor.
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz, 15 Ekim Dünya El Yıkama Günü kapsamında yaptığı açıklamada, "El yıkama değil, doğru el yıkama önemlidir" dedi.
Prof. Dr. Kocagöz, çoğumuzun bilmediği doğru el yıkamanın 4 olmazsa olmaz kuralını sabah.com.tr'ye anlattı.
15'E KADAR AĞIR AĞIR SAYILMALI
Öyle musluğun başına geçip, şip-şak suya sabuna dokunmak, sağlıklı ve olması gereken bir el yıkama değil. Eller sabunlanırken en az 15'e kadar ağır ağır sayılması gerekiyor ki eller acele olarak yıkanmış olmasın.
BOL SU VE SABUN
Bol su ve sabunla bilekleri de içine alacak şekilde avuç içi, parmak araları, parmak uçları ve özellikle tırnak diplerinin iyice temizlenecek şekilde ellerin yıkanması gerekiyor. Önce elimizi bileklerimizle birlikte ıslatmalı, ardından sabunla ovalama işlemine başlamalı. Bu esnada sudan tasarruf için musluk kapatılmalı.
EL SIRTLARINA ÖNEM VERİLMELİ
Çoğumuzun düştüğü bir hata, ellerimizde sadece avuç içlerimizin ve parmaklarımızın kirlendiğini sanmak! Oysa el yıkarken ellerimizin sırtını da çok iyi yıkamak gerekiyor. El sırtları diğer elin avucu ile iyice ovulmalı.
ELİNİZİ NEMLİ BIRAKMAYIN
Elinizi yıkadınız ama doğru yıkama kuralları henüz tamamlanmadı. Çünkü 'kendisi kurur' diye beklemek egzama ve mantar gibi bazı cilt hastalıklarına davetiye çıkarabiliyor.
Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz, yıkama ve durulama sonrası ellerin nemli kalmaması, temiz ve kuru bir havlu ile kurulanması gerektiğini belirterek "Havlu kişiye özel olmalı. Elleri mümkünse tek kullanımlık kağıt havlu ile kurulamak en sağlıklısı. Üstelik musluğu da yine kullanılan kağıt havlu ile kapatmalı, ardından çöpe atmalı" dedi.
