BAŞLARKEN
301... Bu sayı Türkiye'nin belleğine yürekler yakan bir acı olarak yerleşti. 13 Mayıs 2014'te akşam saatlerinde Soma'dan gelen 301 şehit haberiyle Türkiye yasa boğuldu. Soma'daki maden ocağı tam 301 işçinin mezarı oldu. Geride babasını, kardeşini, eşini, oğlunu kaybeden yıkık dökük paramparça olmuş aileler kaldı. Acı öyle büyüktü ki gözyaşları sel olup aktı. SABAH, o tarif edilemez acının kalpleri yakıp kavurduğu tarihte Soma'daydı. Yüreği yanan ailelerin seslerini günlerce sayfalarımıza taşıdık. Aradan 4.5 ay geçti. "Ateş düştüğü yeri yakar" demedik, o aileleri ziyaret ettik. Kapısını çaldığımız her ev madencilerin fotoğraflarıyla süslü. Baretler evin baş köşesinde. İsimler her an dillerde. Yetim kalan çocuklar annelerine hep "Babam gelecek mi?" diye soruyor. Doğmamış bebekler ise acıyı henüz anne karnındayken hissedenler...
Onun adı Müzeyyen Bayram. Daha 22 yaşında. Ama yaşadığı büyük acılar onun yüreğini kavurmuş. Madende en büyük aşkı Niyazi Bayram'ı kaybettiğinde 5.5 aylık hamile olan Müzeyyen, kısa süre sonra sarıldığı minik yavrusunu da kara toprağa vermiş. Acıdan dili tutulan genç kadın, 1 ay hiç konuşmamış. Ailesine derdini kağıda kalemle yazarak anlatmış. Onu konuşturan yine büyük sevdası, şehit eşi Niyazi olmuş. Bir gece rüyasına giren eşi Müzeyyen'e "Konuş" demiş. O rüyadan sonra dilinin çözüldüğünü söyleyen Müzeyyen "Hayatımı söndürdü bu maden, davanın en büyük takipçisi olacağım. Devlet bana memurluk kadrosu da verdi. Çalışıp, eşimin ailesine bakacağım" diyor.
'O GÜN İŞE GİTME DEDİM'
15 Eylül'de Niyazi Bayram ile evlendikten 8.5 ay sonra yaşanan maden faciasıyla kaybetmiş en büyük sevdasını. Eşinin 3 yıldır madenci olduğunu söyleyen Müzeyyen "O gün onu işe göndermek istemedim. 'Gitme' dedim. İçimde tarifsiz bir huzursuzluk vardı. 'Gideyim doğum yakın. Para lazım' dedi. Sarılıp uğurladım. Sonra cenazesini aldım. 'Kolu olmasın, bacağı olmasın onu sırtımda taşırım' dedim. Yaşıyor sandım ama oradan nasıl sağ çıkacaktı ki" dedi. En büyük aşkını toprağa verdikten sonra karnındaki bebeğine sarıldığını söyleyen Bayram bu konuda da şunları söyledi: "Kontrollerini hiç aksatmadım. O bana eşimin emanetiydi. Her şey yolundaydı. Ona eşimin adını verecektim. Niyazi bebeğimizde yaşayacaktı. Son kontrole gittiğimde 'kalp atışları zayıf' dedi doktor. Doğuma aldılar. Doğumdan sonra Manisa'da bebek yoğun bakım ünitesi olan hastaneye sevk etmişler. Kendime gelince hemen o hastaneye gitmek istedim. Bebeğimi yoğun bakım ünitesinin camından bakınca tanıdım. Aynı babasıydı. Yanına gidip parmağını tuttum. 'Yaşayacaksın oğlum. Sen bana babanın emanetisin' diye konuştum. Her gün sütümü sağıp bebeğime götürdüm. Ama sonra kötüleşti. O gün hastaneye gittiğimde sütüm bile elimde kaldı. Öldüğünü söylediler. İşte o an dilim tutuldu."
'BENİ DE ALIN'
"Bebeğimin
cansız bedenini kucağıma verdiler" diyen Müzeyyen Bayram yaşadığı acıların içinden geçtiğini şöyle anlattı: "13 Mayıs'ta eşimi, 2 Ağustos'ta yavrumu kaybettim. Hayat bitti. Sesim çıkmadı. Konuşma terapisi aldım. Psikiyatri desteği aldım. Eşimin ve oğlumun mezarlarının arasına yattım. 'Beni de alın' dedim. Sonra eşimi rüyamda gördüm. 'Konuş Müzeyyen' dedi bana. Dilim tekrar açıldı. Şimdi ancak eşimin fotoğraflarıyla, bana yaşattığı o 8.5 ayın hatıralarıyla hayata tutunuyorum."
'ONLARA MUTLULUK DERSİ VERECEĞİZ'
Bir
yıl önce facianın yaşandığı yere Soma Kaymakamı olarak atanan Mehmet Bahattin Atçı 301 madencinin ailesiyle hep bir aradaydı. Acılarında onları hiç yalnız bırakmadı. Yapılan yardımların takipçisi oldu. Kaymakam Atçı şunları söylüyor: "Devlet borcunu ödemesi için esnafa 50 bin lira faizsiz kredi verdi. Aileler için 50 milyon lira toplanıp dağıtıldı. 2 konut projesinin arsa işlemleri bitiyor. AFAD her aileye 156 bin lira yardım yaptı. Ailelere ve çocuklara psikososyal desteklerimiz sürüyor. Onlara şimdi mutlu olmayı öğreteceğiz."
YARIN:
KARNINDA BEBEĞİYLE BABA EVİNE DÖNEN BERNA GELİN