Maden işçisi baba Yüksel Cangül, eşinden ayrıldıktan sonra 15 yaşındaki oğlu Mehmet Ali ve 9 yaşındaki oğlu Emir Can Cangül'e hem analık hem babalık ediyordu. Madene çalışmaya gitmeden önce çocuklarının yemeklerini pişirir öyle giderdi. Maden kazasının olduğu gün yine çocuklarının sevdiği yemekleri yaptı. Ama bir daha dönmedi. Mehmet Ali ve Emir Can babalarının ölüm haberiyle yapayalnız kaldı. Anneleri 4 yıl önce başka bir maden işçisi ile evlenmişti. Mehmet Ali ve Emir Can'ın o evlilikten iki kardeşleri daha olmuştu. Ama onlar babalarıyla kalmayı tercih etmişti. Şimdi babaları da yoktu. Anne Saniye Şahgül ise çaresizdi. İkinci eşi çocuklarını istemez diye getiremiyordu evine ama aklı hep onlardaydı.
YARDIM PARALARI BANKAYA YATIRILDI
Facianın ardından çocuklarının velayetini almak için başvurduğunu söyleyen Saniye Şahgül, "Evlatlarımı bana vermezler, yurda yerleştirirler diye çok korktum. Herkes 'annesi bırakmış, terk etmiş gitmiş yavrularını' dedi. Ama ben çaresizlikten bırakmıştım onları. Eski eşimin madende öldüğünü duyunca onları bırakamazdım. Görevliler geldi, ailemi inceledi. Çocuklarıma bakacağıma inandılar.Ve yeniden çocuklarıma kavuştum. Şimdi bir evin içinde kocaman bir aile olduk. Kardeşleri Irmak ve Yağmur ile çok mutlular. Yardım paralarını bankaya yatırdık. Yaşları 18 olunca istedikleri gibi kullanırlar. Çocuklarım bana emanet şimdi. Babaları rahat uyusun" diyor.
GECELERİ KâBUSLAR HİÇ BİTMİYOR
Mehmet Ali, maden faciasında babasını kaybetmenin şokunu üzerinden atamamış. Mehmet Ali, "Geceleri babamı madenden kurtardığımı görüyorum. Avucuma kömür bırakıyorlar. Yere atıyorum. Bağırarak uyanıyorum. Bu kabus hiç bitmiyor" diyor. Lise ikinci sınıfa devam eden Mehmet Ali'nin tek hayali üniversite sınavlarını kazanmak ve asla maden işçisi olmamak. Emir Can da "Babamı çok özlüyorum. O bizi bir yerlerden mutlaka görüyordur. 'Merak etma baba annemin yanındayız. Keşke sen de olsan" diyor.
BAYRAMDA TORUNLARIMI BEKLİYORUM
Tek
yumurta ikizi İsmail ve Süleyman Çata kardeşler madende hayatını kaybetmişti. Soma'nın Bayatlı köyünde oturuyorlardı. Onlar askere aynı gün gitmiş, 11 yıl önce aynı madende işe başlamış, 4 yıl önce ise birlikte düğün yapmışlardı. Nurşide ile evli olan Süleyman'ın Ahmet adında oğlu, Fatma ile evli İsmail'in ise Sude ve Buse adında ikizleri olmuştu. Baba Ahmet Çata "Bir zamanlar ikizlerim, ikizlerimin eşleri, çocukları hep bu evdeydi. İkizler hiç ayrılmazdı. Onlar öldükten sonra biz dağıldık, İsmail'in eşi Fatma ikizlerini de alıp evden ayrıldı. Çok özlüyorum onları. Bayramda torunlarımı bekliyorum. İnşallah gelirler" diyor. Süleyman'ın eşi Nurşide 4 yaşındaki oğlu Ahmet ile şimdilik onların yanında. Nurşide Çata, "Oğlum her gün babasını soruyor. Gerçeği söyleyemiyorum" diyor.