Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

7 Haziran seçimlerine giderken manzara-i umumiye

Bazıları seçmenin beklentilerini hafife alıyor... Bunlar müşteri memnuniyetini yanlış anlayan acemi satıcılardan farksızlar. Sözünü ettiğimiz acemi satıcıya patronu "Sakın müşteriye yok deme. Müşterinin istediği maldan yok ise, alternatif başka ürün teklif et" deyince, satıcı tuvalet kâğıdı isteyen müşteriye zımpara kâğıdı almasını önermiş ya...
Bunlar da seçmene "CHP'yi beğenmiyorsan HDP'ye oy ver" benzeri öneriler sunmuyorlar mı? Seçmenlere bu tavsiyeleri verenler ise, kendini siyasetin uzmanı sanan profesyonel köşebazlar. Onlara göre seçmenler siyaset konusunda amatördür; ne söylenirse yaparlar ve ayrıca bir file yiyeceğe oylarını satarlar. Bunların bir bölümüne göre de Türk siyasetinin ana ideolojisi "Anti-Tayyipizm" olmak durumunda şu anda...

Kim amatör kim profesyonel

Son 20 yılda gelecek seçimler ve genellikle siyasetin geleceği üzerinde her söyledikleri ve her yazdıkları yanlış çıkan bu "Profesyoneller"i izlerken, aklıma hep "Hazreti Nuh ilk kez gemi inşa eden bir amatördü, Titanic'i ise profesyoneller inşa etmişti" cümlesi geliyor. Kısacası 8 Haziran sabahı "CHP olmazsa HDP'ye, o da olmazsa Vatan Partisi'ne oy ver" diyen tezgâhtarların haline yine güleceğiz. Bunlardan bazılarının hâlâ 28 Şubat'ın 1000 yıl süreceğini düşündükleri ve laikliğin bekçisini "Pensilvanya Örgütü" olarak gördükleri de ortada değil mi?
Siyaset dünyamızda bir de maliyet hesabı yapmadan seçmene vaatlerde bulunarak seçimde sıçrama yapacaklarını düşünen acemi satıcılar da var. Ama bu gibi durumlar sade bize özgü değil... Bunlara bir örneği Fransız politikacısı Pierre Poujade'dan (1920-2003) verebiliriz.

"Pujadizm"in sonuçları
4'üncü Cumhuriyet Fransa'sında özellikle esnaf ve zanaatkârı etkileyen siyasi krizler ve ekonomik bunalımlar vergi artırımlarına yol açarken, kendisi de esnaf olan Poujade önce 1954'te vergi memurlarına direnci simgeleyen bir örgüt (Union de Defense des Commerçants et Artisans), sonra da ulusalcı bir parti (Union et Fraternite Française) kurmuştu. Poujade, Çin Hindi'ndeki yenilgiyi işleyerek Fransız milliyetçiliğine de oynadı. Esnaf, zanaatkâr, çiftçi ve küçük üreticiye de "Sizlerden vergi alınmayacak" vaadinde bulundu.
1956 Ocak seçimlerinde, Poujade'ın partisi büyük bir sürpriz yaparak oyların yüzde 12'sini aldı ve parlamentoya 52 milletvekili gönderdi. Ama kimse onu ciddiye almadı. Daha sonra Fransa'da 5'inci Cumhuriyet'i kuran De Gaulle onunla görüşmedi. Partisi eridi. O partinin içinden çıkan Jean-Marie Le Pen ve şimdi de kızı, Poujade'ın bir armağanı olarak hâlâ Fransız aşırı-sağını temsil ediyor.

Luddizm ve ötesi

Ama siyaset terminolojisine de "Poujadism" (okunuşu Pujadizm) diye bir kavram girdi. O günden beri, "Vergi almayacağım", "Her şeyin fiyatını indireceğim", "Bütün kamu hizmetleri bedava olacak" benzeri vaatlerle seçmen önüne çıkmaya ve milliyetçi duyguları kaşımaya "Pujadizm" deniliyor.
Değişime ve gerçeklere karşı çıkmanın bir başka örneği de 19'uncu yüzyıl İngiltere'sindeki "Luddizm"dir. Bu olayda sanayileşmenin el tezgâhlarını yok etmesine karşı direnen Ned Ludd önderliğindeki eylemciler tekstil fabrikalarına saldırıp makineleri tahrip edince, duruma askeri birlikler müdahale etmiştir. Bugün de teknolojik gelişmeye veya globalleşmeye karşı çıkanlara "Neo-Luddite" denilir İngiltere'de.
Köklü partilerin bu tür sapmalara yönelmeleri onları yokluğa itebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA