Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

En zor ve en karmaşık bilim kendini bilmektir

Bir sözün evrensel ölçüde değerli olup olmadığını anlamak için o sözü yabancı dillerden birine çevirin. Türkçe söylendiğinde bizi etkileyen o söz mesela Fransızcaya veya İngilizceye çevrildiğinde de aynı etkiyi yaratıyorsa mesele yoktur. Aynı durum siyasi partilerin temsil ettikleri düşünce akımlarının evrensel ölçüde değerlendirilmesinde de geçerli olabilir.
Örneğin burada kendisini "Sosyal Demokrat" olarak sunan bir siyasi partinin sözcülerinin demeçlerini ve bu partinin çeşitli konulardaki tutumunu içeren bir metin hazırlayın. Bunu bir yabancı dile çevirip, çok partili demokrasiye sahip bir ülkenin siyasal bilimcilerine verin...

Kafa karışıklığı

Herkül Millas yıllar önce "Yunanistan'da ders verirken, öğrencilere Türk solunu anlatamıyorum. Ayrıntılı görüşleri anlatınca, Yunanlı öğrenciler 'Bu Nasyonal Sosyalizm' diye tepki gösteriyorlar" diye yazmıştı.
Kısacası "Kendini bilmek" için bu tür yöntemler vardır. Bu yöntemleri deneyenler, sonuçta beklemedikleri durumlarla karşılaştıklarında özeleştiri yaparak rota düzeltmelerine gidebilirler.

Terör sınırı

Mesela gelişmiş demokrasilerde "Ayrılıkçılık" meşru bir siyasi tutumdur. Ama ayrılıkçı kadrolar "Terörizm"le işbirliğine girdikleri ve şiddeti siyasetin bir aracı olarak sundukları zaman, bu tutumu temsil eden siyasi eğilimler, o ülkenin ceza hukuku kapsamında ele alınırlar.
Bir ülkenin sermaye sınıfı da, zaman zaman kendini değerlendirmeyi denemelidir. Düşünün ki Türkiye 1970'lerde, o zaman adı "Ortak Pazar" olan "Avrupa Birliği"ne girebilirdi. Ama "Onlar ortak, biz pazar" içerikli 3'üncü Dünyalı söylemlere kapılmıştık. Ecevit başbakanken, "Katma Protokol"ü askıya almadı mı?

Çok karşıydılar
Neticede AB, Türkiye ile Gümrük Birliği'ni tek taraflı uygulamaya başladıktan çok sonra, biz bunu 1995'te kabullendik... Şimdi "Gümrük Birliği sayesinde sınai kaliteyi yakaladık, ihracatımız patladı" diyen TÜSİAD patronları o dönemde "Bu Gümrük Birliği bizi batıracak" diye bağırmazlar mıydı? Önce Özal reformları ve sonra da Gümrük Birliği ile Türk sermayesi, dünya sermayesi ile aynı titreşim katsayısına sahip olmadı mı?

Geçmiş hatalar

Kısacası kendini bilmek, kişiler için de kurumlar için de geçmişteki hataları düzeltmek için gereklidir. Mesela Türkiye'de olduklarını unutup "Arap Baharı"nın devamını "Gezi kalkışması"nda veya devleti ve hukuku "Gülen örgütü"nde arayanlar, acaba şimdi bu tür değerlendirmelerle "Nerede hata yaptık" sorusuna cevap arıyorlar mıdır?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA