Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Aşırı ciddiyet zaman zaman can sıkmaz mı?

Takılmış plak gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan akılsızca ve kuşak altı saldırılarla ömürlerini geçirenler, bize geçmişten miras kalan kötü alışkanlıklardan sadece bir tanesidir. Örneğin girdiği her seçimi kaybeden ve kurultay-kolik olan bir partinin lideri, her seçimi kazanan AK Parti'nin olağan kongre ile nöbet değişimi gerçekleştirmesini örnek almak ve nöbeti devretmeyi düşünmek yerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çatmayı yeğ tutmuyor mu?

Atılan taşlar
Açın Mahmut Kemal İnan'ın "Son Sadrazamlar" kitabını (a.g.e 1940 Maarif Matbaasıİstanbul) ve Padişah Abdülaziz döneminde birkaç kez sadrazamlık yapan Fuat Paşa bölümüne bakın... Parke döşenerek yapılan "Bab-ı Ali Caddesi"nin kendine atılan taşlarla yapıldığını söyleyen Fuat Paşa, Abdülaziz'in 1867'deki Avrupa seyahati sırasında kendisine sorulan "Dünyanın en güçlü devleti hangisidir" sorusuna şöyle cevap vermiş:
- Dünyanın en güçlü devleti şüphesiz ki Devlet-i Aliye-i Osmaniye'dir. Çünkü yıllardır siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz ama bir türlü yıkılmıyor...

Biraz tebessüm
Fuat Paşa'yı anmışken onun nüktedanlığını ve hazırcevaplığını da unutmayalım. Padişah'ın Paris'i ziyareti sırasında Fuat Paşa'nın "Dünyada elde edilemeyecek kadın yoktur" dediğini duyan İmparatoriçe Eugenie, Padişah onuruna verilen yemekte yüksek sesle Paşa'ya laf atmış ve "Ben İmparatoriçeyim, saltanatım var, servetim var... Beni nasıl elde edebilirsiniz ki" demiş. Fuat Paşa da "Her şeyin daha fazlasını teklif edebilirsiniz majesteleri, daha fazla güç, daha fazla para teklif edilebilir" diye cevap vermiş Fuat Paşa...

Kadını bulduk
Ama Eugenie üstelemiş ve "Mesela kaç para" diye sormuş. Fuat Paşa "Mesela bir milyar altın frank" deyince Eugeni tepki göstermiş, "O kadar parayı nereden bulacaksınız" demiş. Bu cevap üzerine Fuat Paşa gülmüş, "Bakın işte kadını bulduk, iş parayı bulmaya kaldı" demiş.

Hepsi çok ciddi
Bugünün siyaset ve diplomasi dünyasından galiba bu tür hoşluklar beklemek, abesle uğraşmaktan başka bir şey değil. Herkes çok ciddi ve çok öfkeli... Bu arada canlarını kurtarmak için sığınak arayan milyonlarca insanın kaderleri, Türkiye, Ürdün ve Lübnan dışında kimsenin umurunda değil. Şimdi Avrupa sığınmacılara karşı sınırlarında post-modern bir Demir Perde örüyor. Türkiye'de bazıları ise, bütün bunları görmezden gelip dünyadaki tek sorun kaynağı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görüyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA