Herkes bundan bahsediyor!
Adam buna şöyle hakaret etti, bu da adama "Aaa bebeğiiim "dedi, ay inanılmaz, bu ne gurursuzluk, ay şöyle, ay böyle!
İtiraf edeyim ben seyretmedim. Belki sabah saatleri televizyon açmadığım için. Öğleden sonraya kadar afyonum patlamaz benim, müziğe bile tahammülüm yoktur!
Ama seyredenlerin demediği kalmadı programla ilgili "Ay çok fena, kadına nasıl davranıyor, bu ne biçim şey, insan sinirleniyor"!
Bir de Kaynana Semra döneminde yapılan eleştirilerin benzerleri. İçinde bol "seviye", "kalitesizlik", "Kim seyrediyor bunları" lafları geçiyor.
Ben söyleyeyim kimin seyrettiğini...
Siz seyrediyorsunuz!
Seyretmiyor musunuz?
Her detayını, her sahnesini anlatmıyor musunuz? Birbirinizle muhabbetini etmiyor musunuz?
Bana sorarsanız, hiç tarzım olmasa da bir nebze daha "insaflı" bir formül. Çünkü özel hayatı seyredilenler, sıradan, nahif, ne yaptığını bilmeyen vatandaşlar değil, profesyonel olarak kamera önünde olmayı seçmiş insanlar en azından.
Şu kesin ki Banu Alkan ve sevgilisi bütün gün klasik müzik dinleyip edebiyat, sinema ve aşk sohbetleri yapsalar, aralarında tartışma bile olmasa, kimse izlemez!
Acı ama gerçek!
Ve kabul etmeliyiz, televizyonun sadece Türkiye'de değil, birçok ülkede sunduğu "çeşitlilik"lerden biri de artık bu tür işler! Banu Alkan'ın yerinde Paris Hilton'ın olması programın türünü değiştirir miydi?
Beğenmiyorsanız, şikayet etmeyin, oy kullanın: Belgesel seyredin söylediğiniz gibi, konserlere takılın, film izleyin, kaliteli dizileri seçerek seyredin.
Ama rating ölçümleri her zaman öyle yapmadığınızı söylüyor!