Erol Tuncer, Erzurum'da Karayolları Bölge Müdürü iken bir "boks takımı" kurmuş. Aradan seneler geçmiş. Erol Tuncer siyasete atılmış. Milletvekili seçilmiş. Bakan olmuş. Bu sırada Erzurum'daki boks takımı da "Ankara'ya" gelmiş. "Türkiye şampiyonasına." "Türkiye ikinciliğini" kazanmış. Ve takım halinde "kurucuları" Erol Tuncer'i, bakanlıktaki makamında ziyaret etmişler. Erol bey, boksörler arasında "Pehlivan Necdet'i" görünce şaşırmış. Zira Necdet'in boksla hiç ilgisi yok. Erzurum'da "ağır sıklet" güreşçisi.
- Necdet hayırdır... Ankara'ya gezmeye mi geldin? - Hayır sayın bakanım... Ben de boks müsabakalarına katıldım... Ağır sıklette. - Yaa, öyle mi?
- Evet efendim... Hatta, üçüncü gelip, bronz madalya aldım.
- Aferin sana Necdet. Erol Tuncer daha sonra, pehlivan Necdet'e yine sormuş:
- Necdet, ağır sıklette toplam kaç boksör vardı... Sen kaç kişi arasında üçüncü oldun?
- Üç boksör vardı sayın Bakanım.

***
Erol Tuncer'le "seçim mağlubu" olduğu halde, kendisini "seçim galibi ilan edenleri... Oyumuzu yüzde yüz artırdık diyenleri" konuşuyorduk. Erol bey "bak aklıma ne geldi" dedi ve... Yukarıdaki olayı anlattı: - Bunların durumu da bizim pehlivan Necdet'in bronz madalya almasına benziyor.