Yalçın Menteş, "Ali Poyrazoğlu, Ben Eskiden Küçüktüm oyununu son kez sahneliyormuş" deyince koşa koşa İş Sanat'ın yolunu tuttum. Çok istememe rağmen bir türlü izleme olanağı bulamadığım oyunun, son vagonuna atlamayı becerdim. Ama oyun sonunda Ali Ağabeyi ikna etmeyi de başardım. Ben Eskiden Küçüktüm, Mart ayından itibaren aynı salonda sahnelenmeye devam edecek. Tabii Ali Poyrazoğlu'nun müthiş sürprizler barındıran yeni oyununun ardından... Ali Poyrazoğlu farklı... Sadece oyun sahnelemiyor. Hissediyor, yazıyor, düşünüyor, eleştiriyor. Bu ülkede tiyatronun hak ettiği yere ulaşabilmesi için ter akıtıyor. Gerekirse gazetelerin yayın yönetmenlerine posta koyuyor, diretiyor. Özel tiyatroların devlet desteğine yeniden kavuşabilmeleri için Ankara'da politikacıların kapılarını aşındırıyor. Yani, oyun içinde oyun oynuyor. Kimi zaman da bazılarının oyunlarını bozuyor. İşte bu yüzden Ali Poyrazoğlu'- nu tiyatro dünyamızın içinde ayrı bir yere koyup, öyle değerlendiriyor, öyle seviyorum. Ben Eskiden Küçüktüm'ü keşke daha önce izleseydim. O zaman bir kaç kez daha izlemek için aynı sahneye gelirdim. Şimdi üzerinden bir daha geçmek, doyasıya içime sindirmek için Mart'ı iple çekeceğim. Çünkü bir oyundan ziyade, tiyatro tarihimizin belgeseli gibi. Ali Poyrazoğlu, tiyatromuzun tarihini açık arttırmayla satıyor. Özel tiyatroların mali nedenlerden dolayı birer birer perde kapadığı, salon bulamayan ünlü tiyatrocuların neredeyse merdiven altlarında oyun sergilemeye çalıştıkları bu günlerde, Ali Poyrazoğlu tiyatronun perdesini, sahnenin tozunu, bir kutu içinde biriktirdiği kahkahaları, alkışları, gözyaşlarını satıyor. Kime? Bizlere... Tiyatroseverlere... Can çekişen tiyatroyu bizlere bölüştürüyor, emanet ediyor. Sahnenin tozunu ceplerimize serpiyor ki, tiyatronun yeniden dirileceği o gelecek günlerde buluşup, onu yeniden bir araya getirebilelim... Poyrazoğlu'nun deyişiyle, tiyatro artık illegal bir yeraltı faaliyeti oldu. Ben de bu direnişin gönüllü neferiyim. Cebimde sahnenin tozuyla... Pişman değilim, eylemlerim sürecek!