Bu sütunlarda yıllardır bıkmadan, usanmadan yazıyorum. "Semazenler dans grubu, sema töreni ise folklor gösterisi değildir" diye... Son olarak konuk jüri üyesi olarak bulunduğum TRT'nin folklor yarışmasında bu görüşümü canlı yayında da seslendirmiştim. Geçen hafta Kanaltürk'teki "Her Şeyi Söylemek Mümkün" de konu bir kez daha masaya yatırıldı. Uzmanlarla birlikte Kadir Çelik ve İbrahim Sadri'nin de benimle aynı görüşte olduğunu görmekten mutlu oldum. Yılbaşı hindisi gibi, program yapımcılarının sadece Ramazan'dan Ramazan'a hatırladığı sema gösterilerinin "yerinde ve zamanında" icra edilmesini sonuna kadar savunacağım. Pazar günü İbo Şov'da sahneye yine semazenler geldi. Sema; tanrıya bir yakarış, bir ibadet ritüelidir. Sema töreni, "programın ayırdığı süre ile" sınırlı tutulamaz. Semazen sadece "bir şarkı uzunluğunda" dönemez. Ama stüdyoda dönenlere "Dur" diyorlar, onlar da durup, soyunma odasının yolunu tutuyorlar. E peki o zaman nerede kaldı dini ritüel?.