Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

İsrail-Türkiye anlaşmasında son durum

İsrail ve Türkiye arasında bir süredir devam eden görüşmelerde sona yaklaşılıyor. Ortaya bir anlaşma çıkacağı ve tarafların iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmeye kararlı olduğu açık. Her ne kadar Haaretz üzerinden İsrail basını varılmış bir anlaşma olduğundan bahsetse de, üst düzey yetkililerden aldığım bilgiye göre müzakere sürüyor.
İsrail, Mart 2013'te, Başkan Obama'nın da bastırmasıyla özür dilemişti. Bu İsrail için büyük bir dönüm noktasıydı. Zira kurulduğu günden bu yana işlediği hiçbir suç için sorumluluk almamış olan İsrail, ilk defa hatalı olduğunu kabul edip bunun için de dünya kamuoyu önünde özür diliyordu. Bu bile tek başına İsrail için Türkiye'nin önemini izhar eden bir gelişmeydi.
Ancak Gezi kalkışmasıyla birlikte başlayan uluslararası kuşatma ve Erdoğan'ın düşürüleceği beklentisi bu özrün devamının gelmesini geciktirdi. %49.5'lik zafer, İsrail'e Mısır'da yapılanın Türkiye'de başarılamayacağını göstermiş olmalı ki yine masaya dönüldü ve Türkiye'nin sunduğu diğer iki önşart üzerinden konuşulmaya başlandı.
Tazminat başlığı, ne verilirse verilsin Mavi Marmara şehitlerini döndürmeyeceği için maddi miktardan çok, yine İsrail'in sorumluluk alması ve suçunu kabullenip bedelini ödemesi açısından önemliydi. Nitekim bu başlıkta da yol alınmış olduğu görülüyor ve gerçekleşirse bu yine İsrail tarihinde bir ilk olacak.
Gazze'ye ambargo noktasında ise Türkiye'den gelecek silah hariç her tür yardım malzemesinin ve malın geçişine kolaylık öneriliyor.
Ancak Türk heyeti, bunun ambargonun aşılması için bir seçenek olacak görse de ablukayı tamamen bitirmediğinin ve İsrail'in yıkılmadığı sürece kısa vadede buna yanaşmayacağının farkında. O yüzden üçüncü şartın Gazze'nin nefes alması için kısmen gerçekleşecek olmasını önemsiyorlar. Nitekim görüşmelerin başından itibaren Hamas yönetimiyle irtibatlı gidiliyor ve onlardan da bu hususta kategorik bir karşı duruş gelmediği söyleniyor.
Beni, Müslüman dünya kamuoyu ve şehit ailelerini ilgilendiren en önemli başlık şüphesiz Mavi Marmara katliamının sorumlularının yargılandığı ceza davaları. İsrail, Türkiye'den bu noktada meclisten geçecek yasal ve geri döndürülemez bir teminat bekliyor. Anladığım kadarıyla hükümet de Cumhurbaşkanı da bu hususta hassasiyet gösterdiğinden ötürü meseleyi ailelerin ve Türk hukukunun arasındaki bir mesele olarak görüyor.
Anlaşmaya dair önemsediğim iki nokta daha var. İlki, Türkiye, 'one minute' çıkışından beri beş yıldır önemli ölçüde İsrail'den 'arınmış' ve bir nevi 'hürleşmiş' bir ülke. Ne sonuç çıkarsa çıksın, mevcut Türkiye yönetimi de bunun hiçbir şey olmamış gibi 'nerde kalmıştık' tavrıyla devam etmeyecek bir ilişki olduğunun farkında. Eskiden askerî teknolojisinden bürokrasisine etki edilen ve hatta yönlendirilen bir ülkeyken, artık masada iki eşit muhatap olarak bulunuyoruz ve Türkiye de ne olursa olsun bu çizgiden taviz vermez.
İkinci nokta ise, şu beş yıl içinde artan biçimde hissettiğimiz üzere, İsrail'le hiçbir diplomatik ilişkisi olmayan bir Türkiye'den çok İsrail'le teması süren bir Türkiye'nin Filistin davasına daha aktif hizmet edebileceğidir. İsrail'in kaybetmeyi göze alamadığı bir ülke olduğumuzu artık daha net görüyoruz ve bu özgüvenli güçle Filistin'in sorunlarına sahip çıkmamız eminim Hamas'ın da Fetih'in de tercih ettiği bir durum olacak.
Ortadoğu'daki etkinliğimiz, İran-ABD ve Rusya hattına kurban edilmek istenirken bu hamlenin İsrail tarafından gelmesi de önemli. O yüzden Suriye davası açısından meseleye ayrıca yaklaşmak gerekir. Buradan devam edelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA