Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yine mi bamya

İlk olarak 2011 seçimlerinde şahit olmuştum. O dönem Ankara'da gazetecilik yapıyordum. ABD'li birtakım diplomatlar gazetecilerle randevu alıp "AK Parti'yi kafalarında bitirdiklerini, yeni dönemde CHP'yi destekleyeceklerini" iletiyorlardı. Bu gazetecilerin çoğu merkez medya yazarlarıydı. Ancak aralarında hükümete yakın medyadakilerin tavırlarını değiştirmek için bu kulisleri paylaşması "umulan" muhafazakâr yazarlar da vardı.
Seçimler öncesi muhalifler olabildiğince sertleşmiş, "içerideki" konumları gereği bu denli net tavır alamayanlarsa "kılçık atmaya" başlamışlardı. E tabii seçimden sonra alınacak karşılıklar da desteğin, eleştirinin ve özeleştirinin düzeyine göre olacaktı. Manipülasyonlara rağmen sandıktan istedikleri sonuç çıkmadı. Ak Parti oyunu artırdı. Cemaat'in, Deniz Baykal'ı deviren kaset operasyonunun ardından CHP'nin başına gelen Kemal Kılıçdaroğlu ise onca medya desteğine rağmen başarılı olamadı. Ancak Ak Parti'nin bu yükselen başarı grafiğini kesintiye uğratmak için kimsenin bir dahaki seçimlere kadar yatmaya niyeti yoktu.
Türkiye ekonomisinin zirve yaptığı bir dönemde Gezi olayları patladı. Ardından da 17-25 Aralık 2013'teki Cemaat'in yargı darbesi girişimi geldi. Bu süre içinde Türkiye'de yeni dönemde "yine yatırım yapılacak" müttefikler de ihmal edilmedi elbette. CHP lideri Kılıçdaroğlu 17-25 Aralık operasyonlarından hemen önce ABD'ye çağrıldı. Burada Cemaat çevreleriyle de görüştüğünü gizleyemeyen Kılıçdaroğlu'nun temaslarında başka dikkat çekici isimler de vardı. ABD'nin meşhur eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman. Bu isimlerin bulunduğumuz coğrafyada niçin meşhur olduklarını anlatmak gereksiz olur sanırım.
Bu taarruzların sonrasında Abramowitz ve Edelman ikilisinin New York Times yazıları gelmeye başladı. İkili bol uyarılı ve "müdahale" imalı yazılarında şunları söylüyorlardı: "Son 10 yıldaki başarıları ne olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan ülkesinin riskli demokrasisini yok ediyor. NATO üyesi bir ülke için böyle bir akıbetin derin etkileri olacağı ortadadır."
Ne var ki 2011 genel seçimlerinde yapamadıklarını 2014'teki yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de başaramadılar. Ak Parti seçimlerden birinci parti olarak çıktı, Erdoğan da Cumhurbaşkanı olarak Köşk'e...

Yeni yine

Peki şimdi nereden çıktı bu tarihi beyin jimnastiği? Aslında haklısınız, hatırlatmaya gerek yok. Aynıları yine gözümüzün önünde cereyan ediyor. Yine bir partinin lideri, ama bu kez CHP'ninki değil, HDP'ninki ABD'de ağırlanıyor; Cemaat çevreleriyle görüşüyor. Partisi ve kendisi yine merkez medya tarafından eşi benzeri görülmemiş şekilde cilalanıyor.
New York Times, Erdoğan'ı yine "otoriter eğilimlerinden ötürü tehlikeli" ilan ediyor. Yine Türkiye'ye "NATO müdahalesi" imaları yapıyor. Cemaat, bu hedefe katkı sağlayacak MİT TIR'ları montajını 1.5 yıl sonra, bu kez Aydınlık'ın ardından Cumhuriyet'e servis ediyor. Ve girizgâhta anlattığım gibi her cenahtan gazeteci ABD'li diplomatlarca kıskaca alınıp, yeni dönemde bire beş verecek tercihler konusunda enforme ediliyor.
Yılların Cumhuriyet'ini Cemaat'in yayın organı haline getiren Can Dündar da Ankara'ya vakıf gazetecilerin zaten bildiği bu hareketliliği dün Twitter hesabından itiraf etti: "Ankara kulisleri, 'en önemli büyükelçi'nin eski bir politikacıya söylediği cümleyle kaynıyor: 'Çok yakında Türkiye'de tarih değişecek."
Her mahallede, bahislerde yine eşeğe oynayanlara rastlamak mümkün. Zira Çetin Altan'ın dediği gibi; tekerrür eden tarih değil insanların aptallığı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA