Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Ortaklık kültürümüz

Cumhurbaşkanı; "ortaklık kültürünü oluşturduğumuz gün Türk milletinin önünde kimse duramaz" diyor ve paylaşımcı özelliğimize dikkat çekiyor.
Türkiye'nin iş yapma kültürüne ortaklık kavramını sokması, son derece hayati öneme sahip. Zira son 10 yılda 3'e katlanan ekonominin bir sonraki sıçramasının önündeki en büyük engellerden biri de ölçek ekonomisidir, işbirliği, işbölümü alışkanlığımızın olmayışıdır.
Oysa paylaşımcı milletiz ve her ne kadar unutturulmuş olsak da ahilik geleneğinde bu sosyal genleri muhafaza ediyoruz.
Misal bizde iyiler ittifakı yoktur. Azıcık aşım kaygısız başım düsturu kişide şık durur fakat küresel oyuncu iddiasındaki işletmeler için, zaaftır.
Anadolu Kaplanları, Türkiye'nin üst lige tırmanmasında doğru vites idi... Çabuk doğan çabuk ölen, kaybedecek şeyi olmadığı için daha fazla risk alan, az sermaye ile fazla istihdam oluşturan, gözü pek, Anadolu dinamizmi...
Fakat adı üstünde: "Kaplan." Tek başına yaşayan, stratejisi "hayatta kalmak" olan bu tutum, KOBİ'lerin temel dinamizmidir. Ancak nitelikli KOBİ veya OBİ (orta ve büyük) işletme olabilmek için ortaklık kültürünü yeşertmeye, rekabet ormanının kralı "aslan" gibi işbirliğine, paylaşıma yatkın modellere ihtiyacımız var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün sözünü ettiği ortaklık kültürü, tam da bunu tanımlıyor, gereğine vurgu yapıyor. Peki, bunu sağlamanın gerekçeleri? Öncelikle paylaşıma açık olmak, ahlaklı olmak, ortağını dolandırmamak, müşterine, tedarikçine şeffaf, devletine, paydaşına hesap verebilir olmak...
TOBB'un ısrarıyla Yeni Türk Ticaret Kanunu'ndan son dakikada çıkarılan "ortaklık hesabı, şeffaflık, hesap verebilirlik" gibi maddelerin yeniden yasaya konulması, tam da bu sebeplerden dolayı artık şart olmuştur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA