Siyasi tarihimiz dönemin iktidarlarını yanıltan ve koltuktan eden raporlar hazırlayan şirketlerle dolu. Bu raporlarla ilgili bol bol spekülasyon yapılır. Önemli olan sahaya inmek ve gerçeği yansıtmaktır. Anladığım kadarıyla mevcut iktidar da, muhalefet de geçmişin hatalarını tekrarlamak istemiyor. Her parti, "bana doğru dürüst raporlar getirin" diyor. Ona göre de yol haritasını çiziyor. Artan siyasi rekabet hem el yordamıyla çalışmayı engelliyor; hem de politbüro tarzı çalışmayı...
"Hükümet Performans ve Anayasa" adlı çalışmayı hazırlayan Marmara ise hem iktidar, hem de muhalefet partileriyle temas halinde.
Bu çalışmada iki önemli detay var.
AK Parti'de hayırcı seçmenin yüzde 15 olması, yüzde 10.9'luk seçmenin ise 'kararsızım' demesi...
Bir de MHP'nin seçmen tabanındaki değişim...
MHP'de 12 Eylül'ü yaşayan ülkücü taban, evetçi olmuş.
İlginç mi ilginç!..
Parti, "ulusalcı ve milli yeni bir tabana" kavuşmuş!..
Çalışma, böyle diyor.
CHP'de ise değişimin etkisi hissediliyor. Özellikle Trakya ve Ege'de son 10 yılda merkez sağa kaymış "göçmen oylar" yeniden partiye dönmeye başlamış.
SP ile BBP'de kemikleşmiş bir seçmen kitlesi var. Parti liderleri "evet" diyor. Taban dikkatli, şimdilik "evet" diyor ama referandum söylemine odaklanmış. "AK Parti ile hesaplaşma" gibi bir söylem güçlenirse "evet"ler "hayır" a dönebilir...
BDP seçmeni parti yöneticilerine çok bağlı. Seçmenin yarısı referandumu boykot edecek. Oy kullananların yüzde 32'si ise evet diyor.