Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Bravo Mösyö Fabius!

İlk oyunlarımdan birinin adı Cengiz Han'ın Bisikleti idi. Bundan sonra yazacağımın adı Breivik'in Bisikleti olabilir. Yetmiş yedi can alan Norveçli manyak yaptığı kırımın nedenini açıkladı önceki gün: Çocukluğunda bir arkadaşının Türk babası bisikletini zedelemiş de, onun intikamı imiş katliam...
Kızdınız mı, güldünüz mü? Sinir gücünüz elveriyorsa ikisini bir araya getirmeye bakın. (Bilimsel gerçek: Öfke çözüm zorlaştırıp ömür kısaltıyor, gülmek çözüm kolaylaştırıp ömür uzatıyor.)
Yabancıları fazla eleştiremeyiz zaten. Kendi ülkemizde insanı kızmakla gülmek arasında bocalatan olayların kıtlığı yok.
Geçenlerde Trabzon'da bir ambulans personeli yol kenarında baygın buldukları Şemsettin A.'yı hastaneye götürürlerken adam kendine gelince onlara saldırdı. Doktoru, sürücüyü ve hemşireyi hastanelik etti.
Ortamımızdaki kutuplaşma o halde ki, şu habere 180 derece farklı iki tepkiyle yorum getirilebilir. Yeminli muhaliflerdenseniz "Eee" diyebilirsiniz, "olumlu yaklaşıma olumsuz karşılık vermek âdettir bizde. İşte: Millet Erdoğan'ı baş tacı etti. Ama o şimdi gündem dışındaki tartışmalı konuları durup dururken kızıştırarak kavga çıkarıyor, dayak atıyor yandaşı olmayan herkese."
Diyelim ki görüntü öyle. Peki, gerçekten durup dururken mi ortaya çıkıyor öyle gelişmeler? Nihayet etten kemikten insan olan bir politikacının savunma reflekslerini kurcalayacak sayısız saldırı da görülmüyor mu?

***

İşlenmiş konuya ikinci kere dönmek istemem ama, Fazıl Say'ın son yakınışına gerçekten üzüldüm. Müzik uygarlığın çok önemli bir boyutu, Say da o nimetin Türkiye'de yetişmiş harika örneklerinden biridir. Kendisinin katıksız sevgiyle bağra basılması gerekir.
Öyleyken hakaret ve saldırılara hedef olduğunu söyleyerek "Ülkemle karşı karşıya kalmış durumdayım" diyor. Ne saçma, ne acı tersliktir bu! Ama ona şunu sormak da kaçınılmaz:
"Gözümüzün nuru, sen güzel güzel müziğinle uğraşır, vatandaş sıfatıyla eleştiri hakkını kullanmanın ötesinde kimseye saldırmaz, hakaret etmezken mi karşı karşıya geldin ülkenle? Daha on gün önce sana dostluk eli uzatan bir bakanı 'Kes zırvalamayı' diye terslemedin mi?"
Neyse, şimdi kimsenin amacı Fazıl Say'la polemik uzatmak, üste çıkmak falan olmamalı. Bu sayfanın kapatılmasıyla ülke kucaklamalı onu. Barışılmalı. Mutlu son da Kürt sorununa ortak çözüm için toplananlara örnek olmalı.
***

Toplumsal barışmaları hayal sayarsanız yanılırsınız. Bir örnek vereyim.Fransa'da Laurent Fabius yıllardır Hollande ile alay ediyor, "Ondan da başkan mı olurmuş!" diyordu. Başkalarıyla da arasında kapkara kediler vardı. (Carla Bruni'nin eski sevgililer ordusuna katılmış). Ama yeni başkanla anlaştı; bugün Dışişleri Bakanı. Yurt içinde siyasal rakiplerle arası iyi. Dışta, ülkesini bizimle de barıştırmaya çalışmakta.
İyi olmuyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA