Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Cennet ve cehennem

Doğru. FIFA Başkanı Joseph Blatter, her ülkeye eşit mesafede durması gereken dünya futbolu patronunun değil, bir İsviçreli amigonun tepkisini verdi... Üstelik önyargı da sinmiş cümlelerle. İyi ama biz de kendi ayağımıza kurşun sıkmadık mı? Maçı değil, öncesini ve sonrasını kastediyoruz

Çarşamba gecesi milli maçtan bir saat kadar sonra internette İsviçre basınını taramaya başladık.
Önce "Cennetin yolu cehennemden geçti", "Cehennemde zafer", "Gerçekten cehennemmiş" gibi başlıklarla İsviçre'nin finale yükselmesini duyurdular.
Ardından olayların bilgileri ulaştı. Onu İsviçreli gazetecilerin notları izledi. Hepsinin de tek yanlı ve olağanüstü abartılı olduğunu söylemeye gerek yok.
Ve gece yarısına doğru "anketler" devreye girdi. Konusu: FIFA, Türkiye'ye ceza vermeli mi? Verirse bu ceza ne olmalı?
Oy yağmaya başladı. Biz bu yazıyı kaleme alırken, son kez göz attık; yağmur devam ediyordu. İsviçreliler'in yüzde 84'ü FIFA'nın Türkiye'yi cezalandırması gerektiği görüşündeydi.
Cezanın türü konusunda seçenekler sıralanıyordu: Bir veya iki yıl maç yapmama cezası, maçlarını yabancı sahada oynama cezası, evinde ama seyircisiz oynama cezası, 2008 Avrupa Kupası'ndan ihraç cezası, Fatih Terim'e ömür boyu men cezası...
Onda da 2008 Dünya Kupası'ndan ihraç seçeneği açık ara ilk sırayı alıyordu.
İsviçre medyasının pompaladığı işte böyle bir havada FIFA'nın İsviçreli başkanı Joseph Blatter, İsviçre'nin Zürih kentinde İsviçreli gazetecilerin önüne çıktı ve "Türkiye'nin ağır şekilde cezalandırılacağını duyurdu. "Yargıç olmadığını" söyledi ama cezayı da peşin peşin kesti: "Uluslararası karşılaşmalardan men edilmesine kadar gidebilir."
Bu "Peşin hüküm"e elbette isyan ediyoruz. Bu madalyonun bir yüzü.
Bir de öbür yüzü var. Türkiye'nin, Türk halkının binlerce yıllık değeri olan konukseverliğinin örselenmesi, parlatmak ya da hakkının teslim edilmesini sağlamak için her türlü maddimanevi özveriyi göze aldığımız Türkiye imajının zedelenmesi...

Federasyonun beceriksizliği
Kabul edelim, İsviçreliler'in gelişlerinden gidişlerine kadar her şey bir organizasyon, halkla ilişkiler ve tanıtım faciası olarak gelişti.
Ve de dünyanın en inanılmaz akılsızlığı, hatta aptallığı yapılarak, Türkiye "cehennem" olarak takdim edildi.
Pazartesi akşamı İsviçreliler daha uçaktan inerken merdivende, "Cehenneme hoş geldiniz" yazılarıyla karşılandı. Hem de havaalanı görevlilerince! Futbol Federasyonu'nun Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, "O stat cehenneme dönmeli" demeçleri verdi.
İsviçreli futbolculara havaalanında çektirilen çileyi geçiyoruz. Otellerine giderken yol boyunca yapılan gösterileri de. Maç gecesi otelden stada gidinceye kadar yaşadıklarını da İyi ama İsviçreli gazetecileri taşıyan otobüsü yumurta ve çürük domates yağmuruna tutmayı nasıl açıklayabiliriz?
Böyle bir muameleyle karşılaşanlardan nasıl sağduyulu, soğukkanlı, objektif izlenimler bekleyebiliriz? Blatter bir noktada haklı: "Maçların düzgün bir organizasyonla, güvenlik içinde yapılmasından sorumlu kurum, yerel federasyonlardır."
Türkiye Futbol Federasyonu sorumluluğunun gereğini yerine getiremedi. Her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı.
Dahası, yine Blatter'in dediği gibi, "İki ulus arasında gerginliğe neden oldu." Dahası, iki ülkenin zaten pek iyi olmayan diplomatik ilişkilerinde soğukluğa yol açtı.
Dahası, İsviçre'de çalışan, yaşayan yüz bine yakın Türk'e "kâbus gibi" günler yaşattı.
Hepsi bir yana, Türkiye'yi hak etmediği bir sıfatın altında ezdi: "Cehennem!"
Gelecek turizm sezonu başında Avrupa başkentlerindeki billboard'larda "Yeryüzü cenneti" Türkiye'yi hangi sloganla tanıtacağız acaba? "Cehenneme bekliyoruz" mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA