Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Ben hâlâ oradayım!

HDP'nin barajı geçmesi konusunda son derece samimiyetle dile getirdiğim ifadeler epeyce bir kızdırdı bazı iktidar yanlılarını ve ulusalcı, kafatasçıları! Şahsıma edilen hakaretleri, suçlamaları ve iftiraları yazmaya kalksam emin olun kitap olur. Umurumda mı peki? Şöyle; ağız dolusu edilen hakaret ve küfürler değil ama haksızca yapılan suçlamalar umurumda evet! Özellikle de "Baktın ki gemi su alıyor... Fare gibi kaçmak için yavaş yavaş hazırlık yapıyorsun!" ya da "Uyanık Sevilay! Kamuoyu araştırmaları HDP'nin barajı geçtiğini gösteriyor diye sen de rotanı HDP'ye kırdın de miii?" mealindeki saldırılar.
Bir kere herkes şunu bir yere not etsin! Ben bir gemideyim evet! Ve o geminin adı da "Barış Gemisi" Bineli çok oldu. İnmeyi de pek düşünmüyorum çünkü birincisi gemimizin su falan aldığı yok! Bu gemide her şey yolunda! İkincisi de Allah korusun su alsa dahi bu gemiyle dibe çökerim ama inmem! Çünkü ben bu gemide olmaktan dolayı son derece mutluyum ve gururluyum!
Diğer suçlamaya gelince... Yani rüzgâra göre son anketlerin söylediklerine göre tavır almam hususuna! Bunu söyleyenler ya benim daha önceki yazılarımı okumamışlar ya da külliyen art niyetliler! Arşive girip biraz geriye gitseler HDP'nin barajı geçmesini temenni ettiğim ilk yazıyı 3 Mart 2015'te kaleme aldığımı görürler aslında. O günlerde seçim startı henüz verilmemiş ve HDP'nin barajı geçmesi konusunda da bir umut oluşmamıştı. Aksine araştırma şirketlerinin birçoğuna göre oran 8 ila 8.5 arasındaydı.
O nedenle anlamıyorum bana yapılan haksızlıkların sebebini ve ne beklendiğini! Bu arada dün çok garip bir şey oldu. Birkaç zamandır beni linç etmekle görevlendirilmiş bazı çakma hesaplar üzerinden bir fotoğrafım dolaşıma sokuldu Twitter'da. 2013'ten bir fotoğraf; Diyarbakır'dan. Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısını dile getirdiği ilk mektubunun okunduğu o tarihi nevrozdan. Kürtlerin Rosa Lüksemburg'u olarak bilinen Leyla Zana'ya sıkı sıkı sarılmışım. Diğer tarafımızda dost adam Sırrı Sakık!
Bu fotoğrafı dolaşıma sokanların amacı neydi bilmiyorum ama bilmeliler ki ben acayip mutlu oldum o fotoğrafın çekildiği günü anımsamaktan. "Ne gündü beee!" dedim kendi kendime. Bugün gibi hatırlıyorum. Diyarbakır Diyarbakır olalı öyle bir mahşeri kalabalık görmemiş ve öyle bir huzur ve mutluluk yaşamamıştı. Rahmetli Savaş'la (Ay) beraber gezmiştik. Miting sonrası gittiğimiz ciğerciden kare kare fotoğraf çekip barış ve kardeşlik için atılan adımların yansımasını ölümsüzleştirmiştik.
Diyeceğim o ki; o fotoğrafı, utanacağımı sanıp ya da beni itibarsızlaştırmayı düşünüp servis edenler büyük gaflet içine düştü. Çünkü o benim utandığım değil, gurur duyduğum bir fotoğraftır. İşte anlamanız gereken şey şu arkadaşlar: Ben hâlâ o fotoğraftayım! O barış Nevroz'undayım. Tek bir derdim var, o da yıllarca öteki muamelesine maruz bırakılmış, ezilmiş, itilmiş barışa, huzura susamış olan o bölge halkına "ben sizin hep yanınızdayım" demektir! Ve bu topraklarda savaş olmasın, kan akmasın, analar babalar evlatlarını askere tıpkı bugün olduğu gibi davulla zurnayla gönderip, davulla zurnayla karşılasın diye bütün kötü ruhluluğa rağmen demokrat duruşumu bozmamaktır!
Ayrıca... Ben hiçbir partiye bağlı değilim. Bağlı olduğum tek şey var o da barış ve demokrasidir. Yarın da oyumu kullanırken sadece bu ruh haliyle hareket edeceğimin ve yurttaşlık tercihimi halkların kardeşliğinden yana kullanacağımın bilinmesini isterim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA