3 çocuk annesi ev hanımı Gülseren Aykanat, eşinin işi nedeniyle uzun süre Suudi Arabistan'da yaşadı. 2012 yılında memleketi Hatay'a dönen Aykanat, hem eşini hem de anne ve babasını kaybetti. Birçok yardım kuruluşu bünyesinde görev alan Aykanat, 'İyilikte Buluşanlar Ekibi'ni kurdu. Başta çocuklar ve ihtiyaç sahibi ailelerin yardımına koşan gönüllülerin hayatı 6 Şubat'ta meydana gelen asrın felaketi depremlerle yerle bir oldu.
TEDAVİ OLMADI, HALKI İÇİN MÜCADELE ETTİ
Gülseren Aykanat hasar alan evinden yaralı olarak kurtuldu. Ancak 14 kişiden oluşan gönüllü ekibinden kayıplar verdi. Beyninde pıhtı oluşan ve beyin kanama riskine rağmen tedavi olmayı reddedip, risk alan Aykanat, gönüllüler ile irtibat kurmaya çalıştı. Aykanat, farklı illerde yaşayan çocuklarının yanına gitmektense depremin ilk gününden itibaren gönüllüler ile birlikte ellerinden geldiğince halkı için mücadele verdi. Depremde 12 yakınını da kaybeden Aykanat'ı görenler 'Yürüyen Melek' veya 'Beyaz Melek' olarak sesleniyor.
BİRBİRİMİZİ İYİLEŞTİRDİK
Gönüllü arkadaşları ile mücadele etmekten, insanların yaralarını sarmaktan kaçınmadıklarını anlatan Gülseren Aykanat duygularını SABAH'a anlattı. Dünyayı iyilik kurtaracak slogan ile yola çıktıklarını belirten Aykanat, "İyileştirdikçe iyileştiğimi fark ettim. Ortak noktamız iyilik. Güldürdüğümüz her yüzün iyileştirdiğimiz her insanın bize ne kadar iyi geldiğini fark ettik. Biz sevginin içinde boğuluyoruz. Yaptığımız iyiliklerle hem biz hem karşımızdaki insanlar yenileniyor. O yardım ettiğimiz çocukların her biri ayrı bir çiçek. Onlarla birlikte bizde çocuklaşıyoruz. Ruhumuz doyuyor. Saf sevgi bambaşka. Sürekli ne yapabiliriz diye düşünüyoruz ve elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz" dedi.
BİZLER BU İNSANLARI BIRAKAMAYIZ DEDİK
Hiçbir zaman Hatay'dan gitmeyi düşünmediğini ve gitmeyeceğini de belirten Gülseren Aykanat, "Çocuklar yanına çağırıyor ama ben bu şehri bırakamıyorum. Bu şehrin insanlarına borçluyuz dedik. Çalışmaya devam ettik. Çocuklarımıza gitmemiz lazım dedik. Şehrin her sokağını biliyorduk ve onlar için koşturmamız gerekiyordu. Bir gece yattık, sabaha kalktığımızda her yer yerle bir olmuştu. Benim şehrim burası. Şehrimi, insanımı, hasta olanları, çocukları bırakamazdım, bırakmadık da. Onlar bize ulaşamazsa, yardım edemezsek diye çok korktuk. Yaptığımız çalışmalar bizi yeniden hayata bağlandım, yeniden ayağa kalktım. Birbirimizin yaralarını sardık iyileştik" diye konuştu.
DEPREMZEDE ÇOCUKLARA BURS
Depremzede çocuklarla da yakından ilgilendiklerini ifade eden Gülseren Aykanat, "Depremzede çocuklarımıza burs veren bir ekip oluşturduk. Onlar sadece burs konusuyla uğraşıyorlar. Çocuklarımızı çeşitli kurslara yazdırdık. Ter derdimiz bir yükü paylaşmak, bir çocuğumuzu hayata bağlamak. Asıl olan birlik içinde olabilmek. Zor olanı başardık. Hatıralarımız olan sokaklarda artık kanımızda var. Yolumuzdan hiç dönmedik. Ölürsekte kendi şehrimizde ölelim dedik" ifadelerini kullandı.