Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKNUR K. AKMAN

Kızımdan ayrı ilk gecem

Sonunda başardım. Kızımdan ayrılıp onsuz bir yerde kalmayı başardım. "Bunun bu kadar önemsenecek nesi var?" diyebilirsiniz ama bir anne için çocuğundan ayrı kalabilmek gerçekten kat edilmesi gereken ciddi bir aşama. Hele benim gibi, bebeğini bir buçuk yaşına kadar emzirmiş olan bir anneyseniz... Ben kızımı bir başkasıyla evde bırakıp, seyahate gitme cesaretini bugüne dek hiç gösterememiştim, ta ki geçen hafta sonuna kadar. Öncesinde geceleri uyandığında beni arar, ağlar, kimse onu sakinleştiremez diye bir korku taşıyordum içimde. İhtiyaç duyduğunda beni göremezse bana güvenini yitirir, hayal kırıklığı yaşar, kendini terk edilmiş hisseder diye düşünüyordum. Ondan ayrı seyahate gitmek için karşıma çok güzel fırsatlar çıkmasına rağmen ne onun ne de benim buna hazır olduğumuza inanmadım. Gitmeye heveslendim ama içimdeki ses beni hep durdurdu. Ama her şeyin bir zamanı varmış, bize de öyle oldu. 10 gün önce çok yakın bir arkadaşımın doğum gününü kutlamak üzere Çeşme'ye davet edildim. En sevdiklerim orada olacaktı, biz bize gönlümüzce bir iki gün geçirecektik. Önce Ayşekiraz'ı da Ebru ablasıyla (Bodrum'da imdadımıza yetişen, çocuk gelişimi ve eğitimi okuyan pırıl pırıl bir lise son sınıf öğrencisi) yanımda götürmeyi düşündüm ama hemen vazgeçtim. Çünkü Ayşekiraz beni görünce yine benimle uyumak isteyecek, ikisi yalnızken yapmadığı tüm haylazlıkları yapacak ve benim pestilimi çıkaracaktı. Üstelik bu kez hiçbir şey düşünmek istemiyordum, gerçekten kafa dinlemeye ve 26 ay sonra ilk kez yatağımdan kalkmadan deliksiz bir uyku uyumaya ihtiyacım vardı. "Yalnız gitsene... Biz Ebru ile Ayşekiraz'a bakarız gözün arkada kalmasın. Ayrıca bu tatili çoktan hak ettin!" dedi kocam. Nasıl olduysa fikir çok kafama yattı ve "Tamam," dedim "Gidiyorum!"

DÖNÜŞ BİLETİMİ ALMADIM
Yola çıkma saati geldiğinde kızıma halletmem gereken birkaç işim olduğunu, İstanbul'a gidip (çünkü ona bir anlam ifade eden bir İstanbul var, bir de Bodrum) kısa süre sonra geleceğimi söyledim. Bunları söylerken kalbimin nasıl attığını anlatamam. Üzülüp boynunu bükmesini ve hüzünlü gözlerle bana bakmasını hiç istemiyordum çünkü. Ama yapmadı, biraz şaşırdıysa da "Tamam," dedi ve ekledi: "Uçağa mı bineceksin?" "Hayır, otobüsle gideceğim. Sen, Ebru Abla ve baban birazdan beni yolcu edeceksiniz." Ayşekiraz hiç itiraz etmedi ve beni el sallayarak yolcu etti. Dönüş biletimi almadım çünkü her an bir tatsızlık çıkabilir ve geri dönmem gerekebilirdi. Çeşme'ye vardığımda tek başıma yolculuk etmeyi bile özlediğimi fark ettim. Canını sevdiğim özgürlük, meğer ne güzel şeymiş! "Sonrası benim için bir kâbusa dönüşür mü acaba?" diye ise hiç düşünmedim; son derece huzurluydum. Gece müthiş eğlendik, aldığım habere göre Ayşekiraz da çok rahat uyumuştu, keyfime diyecek yoktu. Ertesi gün özellikle biraz geç aradım evi, bakalım asayiş berkemal mi diye. Kocam "Üzgünüm karıcığım ama kızın yolcu ettiğinden beri seni bir kere bile sormadı. Keyfi çok yerinde ve bugün de soracağını hiç zannetmiyorum," dedi. Heyhat! Demek her şey buraya kadarmış. Kızım büyümüş, özgüvenini kazanmış, annesi olmadan hayatını devam ettirebilmeyi öğrenmiş bile. Ve tabii aynı şekilde ben de! İki gecelik ayrılık hepimize ilaç gibi geldi, iyi ki de gitmişim. Benim gibi çocuğunuzdan ayrılma korkusu yaşıyor ve doğru zamanı bilemiyorsanız tavsiyem, iç sesinizi dinleyin. Zaten çocuğunuzla aranızda o güven duygusu oturduktan sonra hiçbir sorun yok. O ses, günü geldiğinde size "Git," diyecektir. Ve emin olun, anneler yanılmaz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA