Çocuklara nasıl anlattınız?
-T.Y: Direkt anlattık.
-A.Y: Zaten çocuklar senin kendi gerçek duygunla hareket ettiğini gördükleri an kabul ediyorlar. Çocuklarımız bizi en iyi okuyan varlıklar. Çocuk senin ağzından çıkana bakmaz, senin yaydığın enerjiye, duyguya bakar.
-T.Y: Şimdi "bu vakitleri daha iyi değerlendirmek lazım" gibi bir şey oldu aramızda. Daha çok fotoğraf çekiyordum, şimdi sevmeme rağmen daha eve gider oldum mesela.
- Cinsel hayatınız ne kadar etkilendi bu süreçte?
-T.Y: Etkilenmedi bence... Ben hakikaten meme ile alakalı bir insan değilim. Bu bir meslek deformasyonu. Yani insan giyinik olunca bana daha seksi geliyor.
A.Y: Meme kanseri olmam Tamer'le cinsel hayatımızı etkilemedi
-T.Y: Karısı meme kanseri olmuş erkeklere çok kafaya takmamalarını söylerim. İkincisi hayat bir tane et parçasından ibaret değil, hakikaten öyle. Bir de ben mesela bunu daha seksi olarak görmeye başladım. Böyle bir yay atma yeri gibi falan gibi. Biz Ayten'le eskiden daha az beraber dolaşırdık, şimdi daha çok beraber dolaşıyoruz.
-A.Y: Ben daha sosyalleştim.
-T.Y: Benim sosyalliğime uymaya başladı.