- Cengiz Çandar şahane bir yazı yazmıştı olaydan sonra: "Hrant'ın ensesine sıkılan kurşunla, Ahmet Türk'ün burnuna atılan yumruk çok benziyor. Hrant'ın cenazesine gidenler ile Türk'e 'geçmiş olsun'a gelenler muhtemelen aynı kişiler," diyerek "Ogün Samast'lar bitmiyor," mesajı vermişti ve 'Medyanın Ogün Samastları'na işaret etmişti. Mesela Yılmaz Özdil'in yazdığı yazı... Ne hissettiniz okuduğunuzda?
- Yılmaz Özdil'in böyle bir yazı yazması, böyle bir aşamada bırakın Kürtleri; bütün insanların tepkisine neden oldu. İfade ettiği şeyler bir yazar için gerçekten talihsizlik.
- Fakat bir 'Ogün Samast' durumu var değil mi tüm toplumda?
- Tabii var. Türkiye öyle bir noktaya getirilmiş ki; öyle çürütülmüş, dejenere edilmiş, içi boşaltılmış bir toplum haline getirilmiş ki... Mesele sadece Kürt sorunu da değil. Bugün 14-15 yaşındaki gencecik insanlar, bazı dizilerle, milliyetçi duyguları köpürtülerek adeta suça teşvik ediliyor. Çocuklara taciz, aile içindeki dramlar vs... Gerçekten mantığın, ahlakın, aklın almadığı bazı şeylerle karşı karşıyayız. İşte siyatçiler bütün bunlar üzerine yeniden düşünmek, nereye gidiyoruz diye tartışmak durumunda. Çünkü önümüzde duran başka bir felakettir.
- Siz parti olarak bunlara eğildiniz mi peki? Öncelikleriniz başka mıydı yoksa?
- Tabii ki halkımızın Kürt sorununun çözümü konusunda bizden beklentileri var.
- HEP, DTP, BDP adı her ne olursa olsun, bugüne kadar içinde yer aldığınız partiler ne Türkiye partisi olabildi, ne de bütün Kürtler'in partisi. Nerede hata yapılıyor?
- Tabii ki eksiklerimiz olabilir, sonuçta siyaset bir deneyim olayıdır. Hatta eksiklikleri görmek de bence bir basirettir. Bir Türkiye partisi olamadınız diyorsunuz... Biz tabii ki bir Türkiye partisiyiz, bunu hep söylüyoruz ama Türkiye partisi olmamızı istemeyen bir süreçle karşı karşıyayız...
- Süreç derken?
- Siyasi partiler yasası, yüzde 10 barajı... Bugün önümüzde yüzde 10 barajı konulduğu için seçimlere bağımsız adaylarla girmek zorunda kalıyoruz. O zaman ne oluyor? Yıllardan beri bu partiye emek vermiş, çabalamış belli insanlarla yola çıkıyorsunuz. Aksi olsa; barış, demokrasi yanlısı çok değerli akademisyenler, yazarlar da partimizde olurdu, Türkiye partisi olma konusunda önemli bir mesafe alırdık..
- Bütün Kürtler'in partisi olamama nedeniniz nedir peki?
- Tabii ki siyasal, ideolojik çok farklılıklar olacak; bütün Kürtleri aynı partide toplamak mümkün değil... Sonuçta Türkiye'deki bütün Kürtler'le diyalog içinde olduk, görüştük. İkiüç Kürt partisinin gücüne bakarsak, ana gövde olduğumuz görülebilir. O halde, bu arkadaşlar da bizimle birlikte sürece katkı sağlayabilir. Biz kapımızı hiç kapatmadık. HEP sürecinden DTP sürecine kadar halkın bize gösterdiği ilgi ortada. Şimdi bu arkadaşlar bizi eleştiriyorlarsa ve kendileri de bu ortaya koyduğumuz muazzam gücün yüzde birini oluşturamıyorsa, demek ki kendilerinde bir yanlışlık var.