Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

80'leri yaşamak ne güzelmiş...

1990'dan sonra doğanlar için birazdan yazacaklarım, pek fazla bir anlam ifade etmeyecektir. Lütfen büyükleri, onlara tercüme etsin... Ben 80'leri yaşayan şanslı kuşaktanım. Bunu fark etmemi sağlayan, bir kitap oldu. Muharrem Kaşıtoğlu, 60'lar Hikaye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane adlı kitabında 80'li yılların, o solmaya yüz tutan renklerini bir araya getirip şahane bir nostaljik tablo oluşturmuş. Sanırım insan yaşlandıkça eskiyi daha çok özlüyor. Yıllar geçip de dünü hatırladığında, bugünden daha az zevk alıyor. Kaşıtoğlu'nun kitabı bana ne kadar hızlı büyüdüğümü ve insan belleğinin su gibi akıp giden zaman karşısında ne denli aciz kaldığını bir kez daha hatırlattı. Kitabı benim açımdan ilginç kılan özellik ise televizyon tarihçesinin kısa bir özetini de içeriyor olmasıydı. Orta yaşın üzerindekiler, şimdi eski bir Madonna, Modern Talking ya da George Michael kasetlerinden birini teybe koyup, aşağıdaki liste eşliğinde zaman yolculuğuna çıkabilirler...

* Unuttunuz mu? Televizyonlara bandrol yapıştırırdık.

* Sürekli inip çıkan voltajı sabit tutmak için regülatör kullanırdık.

* Siyah-beyaz televizyonlar renkli göstersin diye (tabii ki tek renk) ekranın önüne plastik cam takardık.

* Şu reklam sloganlarını hatırlıyor musunuz? 'Her gelin kızın rüyası, Zetina dikiş makinası...' 'Ho, ho, ho Hoover, süpürür döver, her yeri temizleyen, Hoover Hoover Hoover!..' 'Akbank'a mı gidiyorsun?' 'Akşama babacığım, unutma Ülker getir!' 'Kıskanç bayanlar, eşinize Eros giydirmeyin!..'

* Ya Şenay'ın ekranda sık sık söylediği şarkıya ne buyrulur? "Honki ponki tonino çalina bimbo porino, muşi muşi popozo kozizo, şiki şiki şayne tikitak tok!.."

* Peki ya çizgi filmler? "Atom Karınca geliyooooor!.." Ayı Yogi, Pembe Panter, Heidi, Vikingler, Jetgiller, Taş Devri, He-Man... Söyleyin, aranızda Voltran'ı oluşturmayan kaç kişi var peki?

* Dizi mi dediniz? Charlie'nin Melekleri, Dallas, Flamingo Yolu, Shogun, San Fransisco Sokakları, Beyaz Gölge, Görevimiz Tehlike, Mavi Ay, Lessi, Flipper...

* Ya anlamını bile bilmeden mırıldandığımız o şarkılar? Madonna'dan 'La is la Bonita', Michael Jackson'dan 'Bed', Steve Wonder'dan 'Ay cast kuul, tu sey, ay lav yuu!' Joe Cocker'dan 'An çey may haaaar' Grubun biri 'Big in Japan' diyor. Grubun adının ya da niye 'En Büyük Japonya' dediğinin önemi yok. Sarıveriyoruz dilimize... 'Enadır dey in paradays', 'Ra, ra rasputin', 'Da da da, aha aha aha' ve ille de Feliçita...

* Durun, daha bitmedi... Kitaptan bir kaç kelime daha yazayım da, biraz daha "Vay be, ne yıllardı" deyin: Necefli maşrapa, çivit, gazoz kapağı, dekman, Banker Kastelli, bakkal kokusu, Tipitip sakızı, ağlayan çocuk posteri, Commer minibüs, taksilerin cam kenarında uzayan siyah-beyaz damalar, yassı pil, leblebi tozu, üç korner bir penaltı, kukalı saklambaç, endetura bir ki üç... Evet yaşlanmışım, ama iyi ki 80'leri yaşamışım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA