Işıkları söndü yılbaşı ağacımın.
Artık evden çıkma zamanı geldi mi ne?
Üzerindeki şekerli, kurabiyeli süslerin, kırmızılı, beyazlı bez topların tek tek kağıtlara sarılıp dolaptaki yerlerine kalkması lazım artık.
Elim gitmiyor.
Ne güzel ışıldatmışlardı burayı.
Bakıp bakıp gizli gizli hayaller kurmuştum kendime.
Nasıl saracağım her birini. Bu üşenmek değil, istememek sanki.
Hoşçakal demek istememek.
Sahte bile olsa yeni yılın insanın içine saldığı umutları terk etmek istememek.
Ne çok şey diledik yeni yıldan, neler neler bekledik, kararlarımızı listeledik.
Yılın ikinci haftasını yaşarken kaçı kaldı bizimle?
Sadece oyalandık; istemenin, hayal kurmanın tadını çıkarttık belki de...
Şimdi yine her şey eskisi gibi...
Korkarım, havası söndü yılbaşı ağacımın. Artık evden çıkma zamanı geldi...
Ee o zaman hadi...