Son 800 metrede televizyonun ekranına yapışmıştım, son 200'de televizyonun içine girmeye çalışıyordum. Belki yarışı 20 kere tekrar izledim, her izlediğimde gözlerim doldu.
Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut, milyonları ağlattınız, gururlandırdınız. Ne çok hasret kalmışız sporcularımızın zaferiyle gurur duymaya! Emin olun başarıdan ülke ekonomisi bile pozitif anlamda etkilenecektir!
Türk spor tarihinin tüm dallarında elde edilmiş en büyük zafer bu. Bu başarıyı asıl anlamlı kılan ise fakirliğe, talihsizliklere ve olanaksızlıklara inat elde edilmesi!
Bu zaferin öyküsü de tıpkı bir film gibi. Çıplak ayakla koşan Aslı'ya Mehmet Terzi'in spor ayakkabısı hediye etmesiyle başlamış. Talihsiz doping kazasından sonra devreye Aslı'nın eşi milli atlet İhsan Alptekin girmiş. Eşinin başarısı için sporu bırakmış, her şeyi yapmış.

BİR AVUÇ İNSANLA DESTAN YAZDI
Bu başarının anlamı çok büyük, ödülü de çok ama çok büyük olmalı! Futbolda ve basketbolda üçüncülük ve ikinciliklere verilen ödüllerden daha büyük olmalı! Çünkü Aslı bu destanı bir avuç insanın desteğiyle yazdı.
"Aslı abla koş arkandayım" diyen ve yarışta ona avantaj sağlayan gümüş madalyalı Gamze de unutulmamalı!
Önceki gün Beşiktaş'ta gazete almak için dışarı çıktığımda annesiyle yürüyen 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu gördüm. Kız yere eğiliyor hızla koşuyor sonra tekrar annesinin yanına gidiyordu. Bana doğru iyice yaklaştığında fark ettim. Yere eğildiğinde meğer atletler gibi çıkış yapıyormuş.
İçimden "Aslı ve Gamze ablasını izledi" dedim. İşte Aslı ve Gamze'nin başarısı bu açıdan daha da değerli.
Süreyya Ayhan; Aslı ve Gamze'nin ilham kaynağı olmuştu. Şimdi Aslı ve Gamze sayesinde Türkiye'de atletizm sporu tarihinin en popüler günlerini yaşayacak; yeni Aslı ve Gamze'ler yetişecek!
Tabii bu müthiş zaferi ülke ve medya olarak bir dahaki olimpiyatlara kadar unutmazsak!