Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Atilla Yayla ve Liberal Düşünce Topluluğu

Hem bu köşede hem televizyonlarda hem de Taraf'ta yazarken defalarca Atilla Yayla'ya yönelen linç sürecini anlattım, hatırlattım... Prof. Dr. Atilla Yayla, 18 Kasım 2006'da katıldığı bir konferansta "AB üyelik süreci devam ederse ileride Türkiye'ye gelen Avrupalılar, 'Neden her yerde sadece Atatürk'ün heykelleri var, neden her yerde sadece aynı adamın fotoğrafları asılı?' diye soracaklardır," demişti. Bunun üzerine Turgay Ciner'in patronajındaki ve Osman Gençer'in yönetimindeki Yeni Asır gazetesi de, 'Hain Sözler' manşeti atarak yerel çapta linç kampanyası başlatmıştı. Ertuğrul Özkök'ün yönettiği linç ordusu da bu işi ulusal boyutta büyütmüş ve Yayla'nın hapse girmesi için uğraşmıştı... O kampanya hedefine de ulaştı; İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Yayla 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Yargıtay bu hukukdışı kepaze kararı 1 Kasım 2011'de bozdu. Sonrasında da 3 Nisan 2012'de hukuka uygun şekilde beraat kararı verildi.
Şimdi Atilla Yayla haklı olarak kendisine yönelen sistematik linç sürecinin sorumlularının yargılanmasını istiyor... Yayla bu linç sürecini derin odaklardan talimat alarak başlatan Osman Gençer isminin üzerinde özellikle duruyor...
"Yeni Asır'ın o zamanki genel yayın müdürü Osman Gençer (şimdi Habertürk gazetesinin Ege müdürü) isimli şahıs ertesi gün 'Hain Sözler' başlıklı, fotoğrafımla süslenmiş bir manşet çekerek beni 'hain' ilan etti. Gazete piyasaya çıktığı andan itibaren hayatım tehlikeye girdi. Bu zat, günlerce, kendisini hem savcı hem hakim hem de infaz memuru yerine koyarak beni linç etme, hedef haline getirme amaçlı yayınlarını sürdürdü. Nitekim, sonradan öğrendim ki, 19 Kasım sabahı ben ayrıldıktan sonra bir grup, kaldığım oteli basıp beni aramış. Bulsalardı, herhalde en azından tartaklanmış olacaktım. Ancak, bu mahalli linç kampanyasının ulusal ölçeğe taşınması İstanbul medyasının bir kısmının onun üzerine atlamasıyla oldu. Yani Osman Gençer kendisine suç ortakları bulmada zorluk çekmedi. Yapılmak istenen, AK Parti'yi zayıflatmaktı. AK Partililer aradan çekilince benimle karşı karşıya kaldılar." Bunu tezgahlayanların, başta Osman Gençer'in adalet önünde hesap vermesi gerekiyor."
Atilla Yayla tamamen haklıdır... Ben de bu olayı 'Atilla Yayla'ya suikast girişimi' olarak adlandırmıştım... Bundan önce SABAH Pazar'da yazdığım yazıda da bu işin şu an yargılanmakta olan Ergenekon yapılanmasının direktifleriyle yapıldığını kanıtlarıyla ortaya koymuştum... Ergenekon sanığı Şener Eruygur'un o süreçteki yönlendirici pozisyonu çok açıktır... Yayla'ya yönelik linç süreci hakkında derhal soruşturma açlmalıdır... Elbette Ergenekon'un linç sürecini başlatmasının ardından ortamın gazına kapılarak bu lince ortak olan haysiyetsizler de vardır... Bu soruşturma sürecinde illegal talimatlarla bu operasyona girişenlerle bu illegal ağla ilgisi olmayanlar da açığa çıkacaktır...

LİBERAL DÜŞÜNCE TOPLULUĞU'NUN ÖNÜNDEKİ FIRSAT
Öte yandan bu linç sürecinden daha güçlü çıkan Atilla Yayla'ya ve 20.yaşını yakın zaman önce kutlayan Liberal Düşünce Topluluğu'na 2013 Türkiyesi'nde de önemli görevler düşüyor... Türkiye'de AK Parti hükümetini liberal-demokrat perspektifle eleştirecek ama aynı zamanda her türlü bürokrasi ve yargı vesayetine karşı sivil hükümete tam destek verecek ve zeka dolu analizlerle günümüzü kavrayacak bir sivil güce ihtiyaç var. Askeri vesayetin külliyen tasfiyesini talep eden ama adil yargılanma hakkını savunan ve her türlü hukukdışı yönteme karşı çıkan bir sivil güce... 2007-11 sürecinde bu vazifeyi Taraf gazetesi üstlenmişti. Taraf bir gazete olmasının ötesinde o dönemin en önemli sivil aktörüydü... Sonrasında maalesef Taraf bu vasfı kaybetti ve önemli aktör olmaktan çıktı... Şu an bu sivil alan bomboş... Askeri vesayeti arkasına alarak hükümete yönelen 'eleştiri'lerin nasıl hiçbir meşruiyeti yoksa, bugün devletin içindeki başka bir bürokratik-yargısal güce dayanarak hükümeti eleştirmenin de hiçbir meşruiyeti yoktur... Gerçek liberal eleştiri devletin içindeki tüm gruplara mesafe alarak, tam anlamıyla devlet-dışı, tam anlamıyla sivil bir perspektifle yapılan liberal-demokrat eleştiridir... Bu süreçte bazı sözde liberaller 2011 sonrasında yaşanan yeni ortamı kavrayamıyor ve seçilmişlerden rahatsız olan bazı atanmış bürokratik ve yargısal güçler tarafından -farkında olmadan- yönlendiriliyorlar... Vesayetçiliğin tuzağına düşmüş 'liberaller'in durumu gerçekten trajik...

Atilla Yayla'nın cuma günü yayımlanan yazısı bu manada çok kıymetliydi. Balyoz Davası ile ilgili adil ve dürüst bir yazıydı Yayla'nınki... Hayatta tanıdığım en sivil kafalı insanlardan biri olan Atilla Yayla'nın yeni dönemin Türkiye'sini doğru analiz edeceğine eminim... Üyelerinin çoğunluğu bu halkın ezilmiş ailelerinden gelen bir kurum olan Liberal Düşünce Topluluğu'nun önünde tarihi bir fırsat var... Ya bu fırsatı değerlendirerek Türkiye'nin en etkili sivil ve entelektüel aktörü haline gelir ya da bazı eski Marksist pseudo-liberaller gibi marjinalize olur ve önemsizleşir... Önümüzdeki süreçte bunu göreceğiz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA