Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Dünyanın çivisi çıktı

Kimi korku filmlerinde eski metruk köşkler olur.
Duvarları yıkılmış, pencereleri kırık.
Soğuk kış gecelerinde rüzgardan gıcırdayan kapıları korku ve tedirginlik yaratır.
İnsanın tüyleri diken diken olur.
Dünya da, artık böyle bir köşke benziyor.
Çivileri çıkmış.
En hafifinden gevşemiş.
Yakın zamana kadar bu köşkün 'yaşam alanları' ve 'ölüm alanları' vardı.
Yoksul Afrika ve Irak ve Ortadoğu 'ölüm alanları' idi. Yani Güney. 'Modern', 'uygar' ve zengin Avrupa ile Amerika ise 'yaşam alanlarıydı.' Yani Kuzey.
Ölüm alanları hâlâ yoksulluk, kan ve gözyaşı içinde.
Afrika desen, Cemal Süreya'nın dediği gibi "Bir garip kıta/ el bilir alem bilir". Somali'de her 6 dakikada bir çocuk ölüyor.
Son üç ayda beş yaşın altındaki 29 bin çocuğun öldüğü tahmin ediliyor.
Açlığın pençesindeki ülkede anneler, bir annenin yapabileceği en zor seçimle, hangi çocuklarını ölüme terk etmeleri gerektiğine karar veriyor.
İşte ajanslardan geçen iki örnek: "Wardo Mahmud Yusuf adlı kadın, kuraklık ve kıtlıktan kaçmak için iki hafta bir yaşındaki kızı ve dört yaşındaki oğluyla yürüdü. Yolculuğun sonuna doğru çocuk iyice bitkin düştü ve annesi serinletmek için oğluna su verdi. Ancak çocuk bilinçsiz vaziyette, su içecek halde bile değildi. Yusuf, kendisiyle birlikte kaçan diğer ailelerden yardım istedi, ancak canlarının derdine düşmüş insanlardan durup yardım eden olmadı. Bunun üzerine 29 yaşındaki kadın, çocuğunu bırakmak zorunda kaldı."
Yedi çocuk babası Ahmet Cafer Nur ise, 14 yaşındaki oğlu ve 13 yaşındaki kızıyla yaşadıklarını anlatıyor: "İki gün yürüdükten sonra suyumuz bitti ve bir ağacın altına oturduk. Çocuklar yürüyemez vaziyetteydi.
Geride karım ve diğer beş çocuğumu da düşününce, hepimiz öleceğine çocukları kaderine terk etmeye karar verdim. Kendi kendime 'Diğer beş çocuğun için kendini kurtar,' dedim."
Kenya'daki Dadaab'da bulunan Uluslararası Kurtarma Komitesi'nde çalışan ruh sağlığı uzmanı Dr. Kivelenge, "Bu anormal bir durumda verilen normal bir cevap. Ancak bir ay sonra terk ettikleri çocuklarının yüzü gözlerinin önüne gelecek ve peşlerini bırakmayacak," diyor.

***

Ancak dünyada sadece Güney değil her yer biraz 'ölüm alanı.' artık.
ABD borç içinde.
Norveç, travması ile baş etmeye çalışıyor.
Avrupa sıtma olmuş. Hep bir ağızdan Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime şarkısını çığırıyorlar.
İngiltere'de "yurtsuzlar", "göçmenler", "barbarlar" alev alev! "Uygar" dünyanın kalbi yağmalanıyor.
Kimse kimseye yardım etmiyor. Aynen Somali'deki anneye kimsenin yardım etmemesi, edememesi gibi. Komşusuna yardım etmeyen 'modern' dünyanın Somali'deki ateşi görmesi mümkün mü?
Lakin farkında değiller, o ateş onları da yakıyor.
***
Yani bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.
Değişim, dönüşüm diyoruz.
Lakin, Cem Karaca'nın şarkısındaki gibi: "Dön baba dönelim/ geliyoruz aynı yere/ Bir kısır döngü." Alet yapan kıllı Homo sapiens, adil bir dünya kuramıyor.
Galiba, kapitalist dünyanın mezar kazıcısı 'barbarlar' olacak diyen Negri haklı çıkacak. İmparatorluk kitabında ne diyordu: "Tarihte medeniyetler kendiliklerinden ölmüyorlar.
Söz yerindeyse, öldürülüyorlar. Mezar kazıcıları ise, modern devrimlerinkinin tersine, dışarıdan çağrılıyorlar. Hatta para verip elleriyle yetiştiriyorlar.
Medeniyetlere son öldürücü vuruşu indiren barbarlardır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA