Şampiyonluk adayları Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, transfere para yağdırdı... Dört takımın transfer için kasasından toplam 195 milyon Euro çıktı. Dört Büyükler içerisinde cebi en fazla yanan ise Trabzonspor oldu. Son yıllarda başarının uzağında kalan bordo-mavililer, teknik direktörlüğe Vahid Halilhodzic'i getirirken, kadrosunu 22 oyuncuyla adeta baştan aşağıya yeniledi. Trabzonspor, taraftarını umutlandıran transferler için toplam 86 milyon 230 bin Euro'yu gözden çıkardı.
28 MİLYON EURO BONSERVİSLERE
Majeed Waris, Oscar Cardozo, Sefa, Mustapha Yatabare, Kevin Constant, İshak Doğan, Mehmet Ekici, Gökhan Karadeniz, Musa, Belkalem, Ferhat Yazgan, Serdar Gürler, Deniz Yılmaz, Anıl, Kurtuluş Yurt, Papadopulos, Medjani, Fatih Atik, Salih, Serhat Çakmak, Yusuf ve Turgut Şahin'e 28 milyon 580 bin Euro bonservis ödeyen bordo-mavililer, Vahid Halilhodzic ve futbolculara toplam 54 milyon 290 bin euro ödeme taahhüdünde bulundu.
EN CİMRİSİ FENERBAHÇE OLDU
G.Saray, Prandelli ve 8 futbolcu için 50 milyon 545 bin Euro'ya kıyarken, 5 futbolcu alan Beşiktaş, 47 milyon 550 bin Euro ödedi. Sadece Diego'yu renklerine bağlayan F.Bahçe ise 10 milyon 500 bin Euro ile Dört Büyüklerin en cimrisi oldu.
6 SEZONDA 5 ŞAMPİYONLUK
Trabzonspor'un transferin son gününde kadrosuna kattığı üç isimden birisi olan Avraam Papadopoulos, 6 yıllık Olympiakos kariyerine 5 şampiyonluk sığdırdı. 30 kez Yunanistan Milli Takımı'nın formasını da giyen 29 yaşındaki stoper, 17 yaşına kadar santrfor bölgesinde oynamıştı
.
İSKENDER GÜNEN
BİR GÖRÜŞ
Bunun adı transfer değil!
Trabzonspor,
bu sezon tarihinde bir ilke imza attı. 21 oyuncu ile anlaştı, 18 oyuncu ile yollarını ayırdı. 18 oyuncunun içinde yeni transferler de var! Böyle bir takım yapılanmasını anlayabilmek bizim açımızdan çok zor. Çünkü yeni bir takım ve bunun getirdiği zorluklar ve beklentilerin büyük olması bu sezon işini daha da fazla zorlaştıracaktır. Olayın bir başka boyutu ise kulübün büyük bir mali portreyle karşılaşacak olması. Sadri Şener başkanlığında Şampiyonlar Ligi'ne girilmesine rağmen kulübün borcunun büyük ölçüde arttığını gördük. İbrahim Hacıosmanoğlu ise geldiği zaman önce mali görünümün düzeltileceğini ve bundan sonra kulübün kimseye gereksinimi olmadan yönetileceğini deklare etti. O halde bu transfer kirliliğini ya da bir başka deyişle çılgınlığını açıklayabilmek herhalde hiç kolay değil.