Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Niyazi Yalçınkaya

Bugün, yirmi yıl sonra bile, "Uğur Mumcu'yu dincilerin öldürdüğünü" sanan ahmaklar yaşıyor bu ülkede... Hem de çok...
Eh, kontrgerilla da onların ahmaklığına güveniyor tabii.
Bugün bu ülkede "Abdi İpekçi'yi kim öldürdü" diye soran dıngıllar da var. Papağan gibi "Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Musa Anter, Hrant Dink" isimlerini ardarda sıralayanlar var. Sonra da "kim öldürüyor patır patır bunları yahu" diye soruyorlar.
Umarız kontrgerilla onları yalnızca "etkilemekle" yetinir de başka bir anlamda kullanmaya kalkmaz.
Çünkü bu milli görevde sana şehitlik mertebesi uygun görülmüşse, yandı gülüm keten helva!
Şerbeti içer, Niyazi olursun Niyazi.
İşin kötüsü, "kendi yandaşların" tarafından yokedilirsin ki ölümden de beterdir.
Sana bu mücadeleyi "ölümünle desteklemek" uygun görülmüştür... Çirkin senaryoda böyle bir rol verilmiştir.
Çünkü ölümünün faturası "karşı tarafa yıkılacak" ve ahmaklar böyle kandırılacaktır.
Hani canım, Danıştay hakimini vurup "şeriat isterim" diye slogan atmak gibi...
Hani canım, Cumhuriyet gazetesine, gürültü çıkaracak ama "çevreye pek fazla da zarar vermeyecek" bir bomba atıp sonra da "tehlikenin farkında mısınız" diye yazılar yazdırmak gibi...
Hani cami çıkışında bomba atma, kendi uçağımızı düşürme planları gibi...
Yutan yutuyor. Hem de çok. Fakat kontrgerillanın "işi bu kadar büyütebileceğini" bendeniz de tahmin etmemiştim: Meğerse hedefte Abdurrahman Yalçınkaya da varmış!
Hatırlayacaksınız, gazetelerden kestiği kupürleri delil diye pazarlayıp AKP'ye kapatma davası açan eski Yargıtay Başsavcısı.
"Adamlar Danıştay'ın yargıcını vuruyorlar da Yargıtay'ın savcısını niçin vuramayacaklarmış?" diyeceksiniz, vallahi haklısınız.
Örgütten bir subay ihbar etmiş, MİT de raporunu meclise göndermiş: Yalçınkaya'yı vuracaklarmış, 2008 yılında.
Öyle ya, AKP hakkında kapatma davası açan savcıyı vursa vursa kim vurur? AKP vurur. Mantık basit ve düz ama tıkır tıkır işliyor.
Meğerse ne badire atlatmış Sayın Yalçınkaya...
Herif gazetesinde "şu davayı açacaksan bir an önce aç, yoksa karışmayız haa..." diye tehdit ediyor, açsan bir türlü açmasan bir türlü.
Açmasan "emirleri dinlemedi" diye vuracaklar, açsan "suçu AKP'ye yıkmak" için! Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Sonra niçin vazgeçmişler, henüz bilemiyoruz. Sayın Yalçınkaya'ya "geçmiş olsun" diyoruz.
Fakat sormak lazım: Acaba hükümetle mücadele etmek uğruna böyle bir şehitlik şerbetini içmeyi mi tercih ederdi? Belki de "benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ama bürokrasinin Recep Tayyip Erdoğan'la mücadelesi ilelebet baki kalacaktır" diyecek canım!
Biz gene de herkesin yatağında ölmesini isteriz.
Ölmek kaderde var, sana ürküntü vermiyor, lakin kullanılmanın ızdırabı zor, öyle değil mi Abdurrahman Bey?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA