Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Yeniden Sokrates

Atina'daki Onassis Vakfı, dünyanın dikkatini çeken, evrensel bir girişimde bulundu.
Biz de bu gelişmeyi geçtiğimiz günlerde gazetemiz Sabah'ın Genel Yayın Yönetmeni sevgili Erdal Şafak ağabeyimizin köşesinde ilgiyle okuduk. Onassis Vakfı, günümüzden 2411 yıl önce, sivri dili ile dönemin 'müesses nizamı'nı sorgulayan ve sadece bu nedenle bir mahkemede yargılanıp 'baldıran zehiriyle' infaz edilmesine karar verilen Sokrates'i yeniden yargılatmış.
10 uluslararası yargıcın, 800 üyeli jüri eşliğinde asırlar sonra yeniden yargıladığı Sokrates, sonuçta suçsuz ilan edilmiş. İnsanlık tarihi, ne yazık ki onlarca haksızlıkla dolu.
Sokrates antik dönemin, en değerli filozofuydu. Felsefenin onunla başladığı tam söylenemese de, Sokrates ile insanlık tarihinde, çok dev adımlar attığı söylenebilir.
Günümüzden asırlar önce "Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan, önce kendisinden başlamalıdır" diyen Sokrates, hep bir ufkun peşinden koşmuş. İnsanlık vicdanında iz bırakacak bir yargılamayla, sadece düşüncelerinin döneme fazla uymaması nedeniyle, öldürülmüş bir filozof.

Yargılayanla dalga geçmek

Düşünün, yaşadıklarını genelde gülümseyerek kabullenen Sokrates, haklılık-haksızlık kavramlarını bile, ölümü üzerinden sorgulayan bir yerde durmuş asırlar önce.
Ünlü savunmasında kendisini yargılayanlar ile incelikle dalga geçen, "Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir" diyebilen Sokrates; "Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır" cümlesini de kurabilecek kadar erdemin peşinden koşmuştur. Sokrates'in yaşamına ilişkin, Halikarnas Balıkçısı ile Azra Erhat'ın çevirileri eşliğinde, öğrencisi filozof Platon'dan günümüze ulaşan tüm yazılı bilgiler dışında, efsaneleşmiş anlatılar da dillerde dolaşır.
"Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez" ve "Tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir" diyen Sokrates'in kulaktan kulağa binlerce yıl sonrasına ulaşan efsane anlatılarından bazıları şöyle:
İdam edilmeden önce karısı Xanthippe:
-Ama sen suçsuz yere idam ediliyorsun, der.
Sokrates:
-Ah be karıcım, suçlu olarak idam edilmemi mi yeğlerdin, diye cevap verir.
Küçük bir anlatı daha:
Sokrates bir gün dar bir patikada ilerlerken, karşısına dönemin soylularından biri çıkmış. Yol ise ancak birinin geçebileceği kadar genişmiş.
Birinin diğerine yol vermesi lazım iken, soylu: "Ben senin gibi bir zavallıya yol vermem" demiş.
Sokrates'in cevabı ise ders verici olmuş:
"Merak etme, ben veririm"
Bir başkası da şöyle:
Sokrates, bir gün eve geç gelmiş.
Karısı da sürekli bunun nedenini soruyormuş.
Konuşmuş, bağırmış, çağırmış. Sokrates hiçbir tepki vermeyip, önüne bakmaya devam etmiş.
Bunun üzerine, karısı bir kova suyu Sokrates'in kafasına boşaltmış.
Sokrates ise gayet sakin şu cevabı vermiş:
Bu kadar gök gürültüsünden sonra, bu yağmuru bekliyordum.
Sokrates'e suç ile adalet arasındaki farkı sormuşlar. Şöyle yanıtlamış: "Kaplan adamı öldürmek isterse adı vahşilik, adam kaplanı öldürmek isterse adı spor olur.
Suç ile adalet arasındaki fark da, aslında bundan büyük değildir."

DERS DE ALINMALI MI!
İşte günümüzün kısırlığıyla, Sokrates anlatılarının derinliği arasında sıkışmış, bir gün daha.
Anlamak, algılamak, aramak, düşünmek; tüm kısırlıklara rağmen güzel yine de. Sokrates'in yıllar sonra yeniden, sembolik de olsa, yargılanıp beraat etmesi, insanı bir yandan insanlık tarihine bakarak hüzünlendirirken, diğer yandan insanlığın bugününe dair düşündürüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA