Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Zafer ayı

Ağustos, Türk Milleti'nin 'zafer ayı'dır. Malazgirt'ten Mohaç'a, Büyük Taarruz'a kadar, ağustosta muhteşem zaferler kazanılmıştır.
Selçuklu Türk Sultanı Alp Arslan'ın 26 Ağustos 1071'de kazandığı 'Malazgirt Zaferi'nden tam 851 yıl sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos 1922 günü 'Büyük Taarruz'u başlattı ve '30 Ağustos Zaferi'ni kazandı. Malazgirt Zaferi, 'devlet ve vatan kuran zafer'dir. 30 Ağustos da, 'devlet kuran ve vatan kurtaran' zaferdir.
26 Ağustos 1071'de Anadolu'nun fethi başlamış ve bir vatan kurulmuştu. 26 Ağustos 1922'de ise bu vatan yok olmaktan kurtarıldı ve Osmanlı Devleti'nden yeni bir millî 'Türk Devleti' doğdu.

***

Tarih şuuru bulunmadan, istikbalde iddialı olunamaz. Türkiye Tarihi (Türk tarihi değil), Malazgirt Zaferi ile başlamıştır. Bu zafer bize, dost ve düşmanlarımızın gıptayla baktığı, üzerinde bugüne kadar yaşaya geldiğimiz ve ebediyen yaşama azminde olduğumuz emsalsiz bir vatan kazandırmıştır.
Bu vesile ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun bin yıllık 'Türk Yurdu' olduğunu da vurgulamak istiyorum. Türkler, Anadolu'ya doğu ve güneydoğudan girmişler; Selçuklular başta olmak üzere, Anadolu'daki ilk devletlerini önce bu bölgede kurmuşlardır.
Artuklular, Dânişmendliler, Mengücekler, Saltuklular, Sökmenliler (Ahlatşahlar), İnaloğulları, Dilmaçoğulları, doğu ve güneydoğuda asırlar boyunca hükümran olmuşlar ve birbirinden güzel eserler vermişlerdir.
Günümüzde, etnik kimlikler üzerine yapılan tartışmalar, bu bölgeleri 'Türk Vatanı' olmaktan aslâ çıkarmayacaktır.
***

Bin yıllık Türk yurdunun muhafazası mücadelesi, fethinden daha zor olmuştur. Türkiye'nin sömürgeci devletlerce paylaşılmaya başlanması üzerine girişilen mahallî mücadele çalışmalarının 'Millî Mücadele' hâline getirilmesi, Mustafa Kemal Paşa tarafından başarılmıştır. O'nun teşkilâtlandırdığı Millî Mücadele ve kurduğu Meclis idaresi, işgal altındaki vatanda, ortadan kalkan devlet otoritesini ve bozulan asayişi yeniden tesis etme yolundaki ilk başarılarından sonra, Anadolu'nun içinde bulunduğu çok zor iktisadî ve sosyal şartlarda küçük ve düzensiz kuvvetleri bir 'Millî Ordu' hâline getirebilmiştir. Türk Milleti, başta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, Millî Mücadele'yi veren ve zaferler kazanan bu nesile çok şey borçludur.
Bu millet, çok büyük bir millettir. Asırlardır İslâm'ın bayraktarlığını yapmış; hükümrân olduğu yerlerde hep adaletle hükmetmiş ve 'huzur medeniyeti'ni kurmuştur.
Bu millet, mağdur, mazlum ve asil bir millettir. 1. Cihan Harbi'nde üç kıt'ada savaşmış; Galiçya'dan Çanakkale'ye, oradan Hicaz'a ve Yemen'e kadar aslanlar gibi mücadele etmiştir.
***

Lâkin, Bedri Rahmi'nin dediği gibi, bu 'dev memesinde cüceler emziren acayip memleketimde', mâziye sövmek, ceddini küçümsemek, kendi milleti ve tarihi hakkında iftiralar atmak, ne yazık ki 'aydın' olmakla eşdeğer tutuluyor.
Bu pabuçlarımın aydınları, daha dün denecek kadar yakın bir zamanda anavatanımızın bir parçası olan Rumeli'yi kaybederken soykırıma uğratılan 7 milyon Türk'ü; Ermeniler tarafından katledilen 1.5 milyon Türk'ü; Batı Anadolu'nun işgalinden sonra soykırıma mâruz kalan yüzbinlerce Türk'ü ağızlarına dahi almazlarken; Millî Mücadele'yi 'Anadolu'nun yeniden işgali' diye târif etmekten utanmazlar ve kimbilir hangi menfaatler karşılığı, Türkleri hayâsızca 'etnik temizlik' ve 'soykırım' yapmakla itham ederler.
***

Malazgirt Zaferi'ni, Büyük Taarruz'u ve Zafer Bayramı'nı kutlarken, Alp Arslan'ı, Atatürk'ü, atalarımızı, mübarek şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet, rahmet ve şükranla yâd ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA