Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor. Artık hayatımıza "yeni normal" diye yeni bir kavram girdi. Hayatımızın yeni normallerine alışmak da kolay olmayacak.
Benim projeksiyonum özellikle iş dünyasına dönük olduğu için son zamanlarda bu dünyada olan bitene de "yeni normal" gözlüğüyle bakmaya başladığımı fark ettim. Şöyle ki, önceki gün Türkiye'nin tanınmış işadamlarından biriyle sohbet etme fırsatı buldum. Sohbetten ortaya çıktı ki iş dünyasının içinde de "yeni normal"i benimseyen ve geçmişteki hayatı hakikaten biraz gerçek dışı bulan işadamlarının sayısı artıyor.
Adı bende saklı işadamı, geçen hafta katıldığı TÜSİAD'ın son toplantısıyla ilgili "Artık birilerinin yazdığı konuşma metinlerini, diğerlerinin okuduğu düzenden sıkıldım" dedi.
Sorun bambaşka!
Her ne kadar TÜSİAD zaman zaman anket yaptığını ve konuşma metinlerindeki fikirlerin üyelerinin tümünün düşünceleri olduğunu beyan etse de işadamı, "O görüşlerin tamamı aslında TÜSİAD'ın bildik bir grubunun düşünceleri" diyor ve ekliyor:
"Oysa artık dünya değişti. Ben Anadolu ve İstanbul sermayesi diye bir ayrım olduğuna inanmıyorum. Çünkü TÜSİAD'ın içine bakın, herkes bir yerden aslında. Sorun o değil. Sorun şu. Şimdiye kadar devlet desteğiyle büyüyen bir iş dünyası vardı. Şimdi artık yok. Evet, eskiden başka çare de yoktu belki ama dünya da düzen de çok değişti."
Doğru değil mi? Anadolu sermayesi diye sözünü ettiğimiz iş dünyasının artık orta ölçekli olmaktan çoktan çıkan sermayesi büyük çıkışlar yapıyor. İhracatta söz sahibi olduğu gibi sanayide de söz sahibi oluyor.
Olacak iş değildi oldu!
İşadamı da diyor ki, "Düşünsenize geçmişte yüzde 30 ihracat teşviği aldığımız zamanlar oldu. Ben o zamanlar bunun böyle sürmeyeceğini gördüm. Olacak iş mi, 30 milyon dolar ihracat yapıyorsunuz, 10 milyon dolar teşvik veriyor devlet! İşte bunun büyüsüne kapılanlar ve devam edeceğini zannedenler şu anda piyasadan eleniyor. Kendi bileklerinin hakkıyla hiçbir yerden destek almadan iş yapanlar da giderek büyüyor. Ben iş dünyasındaki değişimi böyle görüyorum."
Bu bir TÜSİAD üyesinin görüşü. Evet, Türkiye'nin tartışmasız en büyük ve önemli sivil toplum kuruluşu TÜSİAD. Bana göre, özellikle Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde yaptığı lobiyle tartışmasız önemli bir STK. Evet; demokrasi raporunu, daha kimse bu konuları masasının önüne koymazken, TÜSİAD yıllar önce cesur bir şekilde kitap haline getirip, toplantılar yaparak sahiplenmiş ve Türkiye'nin bu konuda önemli yol almasına katkıda bulunmuştur.
Ama tüm bunlar olurken, kendi içinde yeteri kadar demokrat olmamakla eleştirilmiş, üyeler sadece bir grubun ağırlığını sürekli hissetmekten dolayı rahatsızlıklarını kapalı kapılar arkasında ve kendi aralarında dile getirmekten de çekinmemişlerdir.
