Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

"Değişime onay" mesajı

Bugünden itibaren anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının siyasi ve ekonomik sonuçlarını konuşacağız.
Önce, siyasal alandaki muhtemel gelişmelere bakalım...
Referandum, beklentiler doğrultusunda gerçekleştiği için AK Parti, sahadaki kimliğinin "değişimi temsil ettiğini" tescil ettirmiş oldu. "Yüzde 58 evet" oyu iktidar partisine genel seçim yolunda özgüven aşılayacaktır. Başbakan Tayyip Erdoğan, "Referandum, güven oylaması değil" tezini işlediğinden AK Parti, 'evet'lerin oranını baz alarak "güncel oy tavanı" çizmekte aceleci davranmayacaktır. Ancak, Haziran 2011'deki genel seçime bugünden hazırlanacaktır. İktidarı belirleyecek 9 ay sonraki büyük seçimin daha yıpratıcı geçeceği ihtimalini gözetecektir. Bu nedenle bir yandan toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı mesajlar verilirken diğer yandan kabine, TBMM grup yönetimi ve çalışma tarzı masaya yatırılacaktır. Danışman kadroya yeni isimler eklenmesi de sürpriz olmayacaktır.
Muhalefet partilerinde ise liderliğin köklü biçimde sorgulanacağı bir süreç şimdilik yaşanmayacak, genel seçim sonrasına ertelenecektir.
CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu
, "hayır" oylarını, merkez solun yelpaze genişletme stratejisinin göstergesi haline getirebilir. Burada, "genel af ve türban yasağı" sınavının nasıl atlatılacağına bakılacağı da aşikardır.
MHP tabanından, "evet" oylarına gönül kayması yaşandığı kabul edilebilir. MHP yönetimi, 13 Eylül'ü izleyen günlerde erken seçim çağrısını canlı tutacak ve bildiğimiz "üniter devlet-ulus devlet" söylemine daha fazla sarılacaktır.
BDP, "boykot gücünü gösterdi" diyerek, bölgedeki etnik temelli siyasetini kemikleştirip, seçim barajının düşürülmesi için tüm kartlarını açacaktır. Özerklik taleplerini yüksek sesle dillendirip, batı illerindeki Kürt kökenli seçmeni de kullanacaktır. Bu yüzden, Kürt sorunun geldiği aşamanın acilen masaya yatırılması gerekecektir. Türkiye, 20 Eylül'e kadar "sessiz ateşkes diplomasisi"ne odaklanacaktır.
Ve genel olarak muhalefetin, anayasa değişikliğinin ardından TBMM gündemine taşınacak yasal uyum düzenlemeleri üzerinden yeni tartışmaların fitilini ateşlemesi beklenecektir.

***

Sandığın ekonomik diline gelince...
AK Parti'nin hala açık ara birinci parti olduğuna ilişkin algı, orta vadeli görünümün bozulmasını önleyecektir.
Ancak genel seçime gidilirken, "yatırımlar ve sosyal harcamalardan taviz verilmeyeceği", bu yüzden hükümetin "mali kural cenderesi"ne girmeyeceği ileri sürülerek, küresel sermayenin kafasını karıştırabilir. Bütçe disiplininin zayıfladığına ilişkin sinyaller piyasada spekülatif atakların bahanesine dönüştürülebilir. Bu oyunların panzeri ise kuşkusuz icraatlar ve rakamlar olacaktır.
İç ve dış piyasalarla görüşme trafiği hızlandırılarak güven tazelenecektir. Bir süre sonra ekonomi ile ilgili bakanlar arasında yer ve rol dağılımı da yaşanacaktır.
Sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerde yeni dönem başlayacaktır. Hükümetle yakın temas görüntüsü sayesinde prim toplayıp daha sonra zigzag yapan birlik ve derneklerin Ekonomik ve Sosyal Konsey'deki ağırlığı gözden geçirilecektir.
Sonuç olarak,
Referandum, siyasi parti taraftarlığı ile başlayıp, reform arzusu ile şekillenip, sağduyu ile tamamlandı. Artık ülkedeki tansiyonu düşürme ve yapısal işlere odaklanma zamanı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA