Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

'Vallahi bu bir devrim...'

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı eski adı Arapbug (Arap gelini) olan Tutumlu köyündeyiz. Bu köyde korucu olan ve olmayan aşiretler arasında yaşanan olayların üzerinden 20 yıl geçti. Nihayet devletin de katkısıyla barış gerçekleşiyor. Köyü terk eden köylüler, köylerine dönüyor.
Bu coğrafyada çok acılar yaşandı. Halen de yaşanmaya devam ediyor. Bir bölümünde ilk kez bir barış gerçekleşirken, diğer bölümünde gençler toprağa düşüyor.
Aslında barış tüm bu coğrafyada mümkün... Tutumlu köyü bunun örneği. Köyünü terk eden köylülerin önünde iki seçenek vardı; ya eskisi gibi silahları konuşturup kan dökeceklerdi ya da sabırla barışı inşa edeceklerdi. Onlar ikinci yolu seçtiler ve bugün topraklarına geri dönüyorlar.
Masaya bakıyorum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, milletvekilleri Kasım Gürpınar, Urfa Valisi Celalettin Güvenç. Aralarında ise iki aşiretin lideri Mehmet Milli ve İhsan Karakaya... Sadece onlar değil, belediye başkanları, Kürt sivil siyasetinin önde gelen isimlerinden Sertaç Bucak ve İbrahim Güçlü de oradaydı.
İnanılmaz bir kalabalık toplanmış... Çevre ilçelerden, köylerden gelenler bile var.
Köyün gençlerinden biri yanıma yaklaşıp şöyle diyor:
"Vallahi bu bir devrim... Silahlar patlamadan ilk kez bir arazi meselesi hallediliyor."
Barış alanına dönüyorum. Kürsüde Vali Güvenç konuşuyor:
"Bir mübarek ramazan geçirdik anaları ağlattılar. Kürt analarını ağlattılar, Türk analarını ağlattılar. Arap analarını hâlâ sınırda ağlatıyorlar. Allah bunlara insaf versin. Bugün barış ve kardeşlik için, akan kanın durması için burada Siverek'teyiz. İnadına barış, inadına kardeşlik diyoruz."
Valinin her sözü ilgiyle dinleniyor ve alkışlanıyor. Şu sözleri sıcak ve kucaklayıcı bulunuyor:
"Bölüşülmeyecek bir şey yok. Medeni insanlar gibi oturacağız, konuşacağız, tartışacağız ve anlaşacağız. Artık eskisi gibi birbirimizi öldürmeyeceğiz. Asla birbirimizle savaşmayacağız. Artık devir silah devri değil, barış devridir. Anlaşma devridir. Bilmelisiniz ki dağlardaki çocuklarımızı kullananlar var. Bütün analara babalara ve kardeşlere sesleniyorum. Çocuklarımıza sahip çıkalım..."
Bölgedeki barış sürecine ciddi katkı veren ve öncülük eden isimlerden biri de Milletvekili Kasım Gürpınar... Gürpınar, Siverek sınırlarını aşan bir mesaj veriyor:
"Hiçbir mazlum olma durumu insana zulüm yapma hakkını vermez. Bir kere zalim olacağınıza bin kere mazlum olmayı tercih ederim. Barışla halledilmeyecek hiçbir mesele yok. Barışla elde edeceğiniz bir gram altın, savaşla, silahla elde edeceğiniz dünyanın tüm rezervlerinden daha değerledir. Bu toprakların barışa ihtiyacı var. Bugün olduğu gibi..."
Bakan Çelik ise çağın "barış yarışı" çağı olduğunu vurguluyor ve şöyle diyordu: "Kavga kolay ama barışmak zordur. Ama dünyanın en şerefli işi barıştır. Huzura açılan kapıdır barış. Bundan böyle insanlığın yarışı barış için olacaktır. Barış için yarıştığınızdan dolayı sizleri kutluyorum." Tutumlu köyünün tozlu yollarını geride bırakıp havaalanına doğru ilerlerken yol arkadaşlarım Yrd. Doç. Şahin Toprak ve işadamı Cengiz Bicek'le iki aşiret arasındaki barışmanın ne anlama geldiğini konuşuyoruz.
Ortak cevapları ortak özlemi işaret ediyor.
"Bölgenin barışa ihtiyacı var. Kritik bir dönemden geçerken bu tür toplamsal barış çabaları bölgeye örnek olacak nitelikte..."
Tutumlu köyünü arkada bırakırken aklıma takılan şu sorunu düşünüyorum: Barış yapmak kadar kalıcı kılınması da önemli...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA