DÜN akşamki Antalyaspor-Beşiktaş karşılaşması ortalama bir lig maçı gibi başladı. Her iki takım da mücadele ediyor, tempo artmıyor, pozisyonlar oluşmuyordu. Ta ki 25. dakikaya gelene kadar... O andan sonra Antalyaspor orta sahada rakibine üstünlük sağladı. Oyunu eline alıp, baskıyı artırdı. Bu 20 dakikalık bölümde pozisyonlar buldu, hatta golü de. Necati'nin vuruşunun çok net çizgiyi geçmesine rağmen yan hakem de orta hakem de golü veremedi. Bu tartışmasız çok net bir goldü. Burada kararı bence pozisyon açısı itibariyle yan hakemden çok orta hakem Halis Özkahya'nın vermesi gerekiyordu.
Bu verilmeyen golden sonra ikinci yarı başladı. Bu yarıda ise oyun dengeye gelmiş, her iki takım da ilk yarının başındaki görüntüdeydi. Oyun orta sahada geçiyor ve sanki ilk golü bulanın oyunu koparacağı beklentisi oluştu. Beşiktaş'ın hiç beklemediği şekilde de öyle oldu.

BAZEN TECRÜBE YETMİYOR
Bazen tecrübeli oyuncu olmak, hata yapmanızı engelleyemiyor. Ali Tandoğan'ın savunma bölgesindeki gereksiz bir yan pası ve yine aynı tecrübedeki Deniz'in topla dışarıya doğru değil, kaleye doğru yönelmesi, olmayan pozisyondan bir gol getirdi Beşiktaş'a (Tabii ki Almeida'nın d a takipçiliğini unutmamak lazım).
Bu golden sonra Beşiktaş ikinci golü bulana kadar sürede hiç pozisyon zenginliği olmadı oyunda. Beşiktaş'ın bu deplasman galibiyetinde bireysel performans olarak hiç öne çıkan oyuncusu yoktu. Beşiktaş, çok vasat bir oyunla, son dakikada rakibin penaltıdan bulduğu gole rağmen üç puanı alıp gitti.
İsmail'in son dakikadaki, belki de bir anlık refleks diyebileceğimiz hatası sol kanatta fazla da alternatifi olmayan Beşiktaş'ı, gelecek hafta içi oynanacak olan Gaziantepspor maçında zora soktu. Skorun da o anda 2-0 olduğunu düşünürsek İsmail'in bu müdahalesi çok gereksizdi.