Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz turunun ikinci gününde 3 ilde düzenlenen AK Parti mitinglerine katıldı. İlk olarak Giresun'a giden Erdoğan'ın bir sonraki durağı Ordu oldu. Erdoğan son olarak Samsun'da vatandaşlara hitap etti. Erdoğan'ın üç mitingde coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmalardan satırbaşları şöyle:
14 Mayıs'ta sadece sizin oy kullanmanız yeterli değil. Komşunuzu, eşinizi, dostunuzu sandığa götürerek Cumhur İttifakı'na oy vermesini sağlamanız lazım. Aksi takdirde Irak ve Suriye'de tepelerine bindiğimiz teröristler gelir, yeniden bu ülkenin başına musallat olur. FETÖ'cü hainler yeniden gelir, çocuklarınızı ellerinizden alır. Ayaklarını ülkemizden kestiğimiz emperyalistler gelir, bizi yeniden kendilerine bağımlı kılar. Karadeniz'de bulduğumuz gazın vanasını kapatır, Gabar'da bulduğumuz petrol kuyularının üstüne geçmişte olduğu gibi beton dökerler. Sınırlarımızın ötesinden başlattığımız güvenlik bariyerlerimizi yıkıp şehirlerimizi yeniden kana ve ateşe boğarlar.
Biz Türkiye Yüzyılı yolunda ilerlerken birileri de Türkiye'nin kuyusunu kazmanın peşinde. Talimatı veren Kandil'e dönüp, "Selo'sundan Apo'suna hapisteki tüm PKK'lıları çıkartacağız" diyorlar. Bu Selo, Diyarbakır'da 51 Kürt vatandaşımızın ölümüne neden olan terörist. Onu çıkaracaklarmış. Bunun taahhüdünü veriyor. Söylesene Bay bay Kemal, Meclis'te HDP'yle neler görüştün, neler konuştun? Söyle, söyleyemez. Bay bay Kemal'in bebek katillerine ne sözler verdiğini, Batılı ülkelerin büyükelçilerine ne taahhüt ettiğini çok iyi biliyoruz.
Kamudan ihraç edilen PKK'lıları devlete geri dolduracaklarmış. "Belediyeleri istediğiniz gibi kullanmanız için örgüte teslim edeceğiz. Ülkemizin güney sınırlarını Suriyelileştirerek kana ve ateşe boğmanıza izin vereceğiz. Suriye'deki askerlerimizi çekip orayı ülkemize rahatça saldırabilesiniz diye tamamen size bırakacağız" diyorlar. Eline her mikrofon alan HDP'linin, PKK'lının tehdit dolu açıklamalarına elleriyle ne yazık ki kalp işareti yaparak cevap veriyorlar. Şimdiden silahlarını doldurmaya, molotoflarını hazırlamaya başlamışlar.
BAY BAY KEMAL'DEN ALMIŞLAR SÖZÜ
Sadece bu da değil öte yandan FETÖ'ye dönüp, Meclis'i, emniyet müdürlüğünü, köprüyü, Külliye'yi bombalayan 252 insanımızı şehit edenler dahil "Tüm mensuplarınızı cezaevinden salacağız. Yurtdışındaki elemanlarınızın geri dönmesini temin edeceğiz. Kamudan tasfiye edilen 100 binin üzerindeki elemanınızı yeniden devlete dolduracağız. Yeniden bu milletin evlatlarını, ailelerinden kopartasınız diye faaliyetlerinizi serbest bırakacağız. Ülkenin tüm kaynaklarını tekrar size açacağız" diyorlar. Dışarıdaki ve içerideki FETÖ'cülerin heyecanını görüyorsunuz değil mi? Bay bay Kemal'den almışlar sözü. Şimdiden sinsi planlar yapmaya başlamışlar. Bu manzaradan CHP'ye gönül verenler de utanıyor.
Türkiye'nin enerji, savunma sanayiinde bağımsızlığını elde etmesinden, siyasetiyle, ekonomisiyle, askeriyle söz sahibi olmasından kim rahatsız olur? Terörü yenen, darbeyi püskürten, koronayı atlatan, depremin yıkıntıları altında kalmayan, ekonomisini ayakta tutan Türkiye'den kim rahatsız olur? Osmanlı'yı dört bir yanından hançerleyerek tarihe gömenler, Çanakkale Savaşı'nda, Kut'ül Amare'de, Milli Mücadele'de, milletimizin bileğini bükemeyenler rahatsız olur. Bizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefimizden uzak tutanlar, rahmetli Menderes'in, Özal'ın başlattığı atılımları akamete uğratmanın sevincini yaşayanlar, önümüzü kesemedikleri için renkten renge girenler rahatsız olur. Hiç kusura bakmasınlar bunları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz.
Karşımıza kurulan masanın etrafına kurulanların her biri, Türkiye'nin önünü kesme projesinde kendilerine farklı misyonlar verilerek belirlenmiş kişiler. Bir tanesi bölücü örgütün, ülkemiz üzerindeki emellerini gölgelemek için orada yer alıyor. Güya milliyetçi olduğunu söyleyen ama Kandil'den yapılan açıklamalara, PKK'lıların cüretkâr bir şekilde yürüttüğü kampanyalara ses çıkartmayan bu kişi bir ara masadan kalkmaya yeltendi. Sonra kolundan tutup masaya oturttular. O günden beri de kontrolsüz şekilde sağa sola yalpalıyor. Bir diğeri, Batı ülkelerinin geleceğini tehdit eden LGBT dayatmasını gölgelemek için masada yer alıyor. Sorsanız "Milli Görüşüz" derler ama milli değerlerini dinamitleyen projelere seslerini çıkarmazlar.
Gazi Mustafa Kemal'in partisini marjinallerin, LGBT savunucularının, manda ve himaye peşinde koşanların cirit attığı milli bünyeye zararlı muhipler cemiyetine çevirdiler.
Masanın altındaki HDP allem edilip kallem edilip masanın üzerine çıkartıldı. Onu dengelemek için de iki belediye başkanını masaya monte ettiler. CHP'yi tüm bu tiyatronun başına geçirenler, aslında en büyük ızdırabı bu partiye gönül vermiş olanlara çektiriyor. Bir tanesi ayrılıp, kendi partisini kurdu, adaylığını ilan etti. Kalanlar seslerini çıkartsalar 'hain' damgasını yiyecekler. Seslerini çıkartmayıp, Bay bay Kemal'in deyimiyle tıpış tıpış gidip oylarını verseler ülkeye kötülük edecekler.
MASKELİ BALOYA SON VERECEĞİZ
Türk'ü, Kürt'ü, Alevi'si ve Sünni'si ile milletimizin tamamı bu ülke için kurduğumuz hayallere, belirlediğimiz hedeflere sahip çıkıyor. Cumhur İttifakı olarak oyunları boza boza, zincirleri kıra kıra hep beraber omuz omuza zafere koşuyoruz. 14 Mayıs'ta bu maskeli baloya son vereceğiz. 14 Mayıs'ta ülkemizin şahlanış dönemini yine birlikte başlatacağız.
TEMMUZDA ÇALIŞANA VE EMEKLİYE ÇİFTE ZAM
Elbette ülkede her şey güllük gülistanlık değil. Ama şimdi ben 20 yıl öncesini hatırlıyorum. Burada 12 tane geçit, tüneller var. Oralardan geçerken bir başka güzellik var. Eksikler de önümüzdeki dönemde aşılacaktır. Bütün bu sıkıntılar aşılacaktır. Çarşıda pazarda yaşanan bütün pahalılıkları yine biz aşarız. Görüyorsunuz enflasyon her ay biraz daha düşüyor. Yüzde 64'ten önce yüzde 50'ye, ardından geçtiğimiz ay itibarıyla yüzde 43'e indi. Her ay bu şekilde azala azala devam edecek. Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız yüksek oranlı iyileştirmelerle birlikte refah kaybını telafi ediyoruz. Temmuz ayında hem enflasyon farkını hem de refah payını dikkate alan yeni artışlarla çalışanlarımızı ve emeklilerimizi daha da rahatlatacağız.
40 GÜNE 40 YILIN IŞINI SIĞDIRDIK
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı "40 güne 40 yılın işini sığdırmayı nasıl başardık?" başlıklı paylaşımında, son 40 günde savunmadan ulaşıma, sağlıktan finansa, çalışma hayatından uydu teknolojilerine her alanda önemli müjdeler verdiklerini belirtti: "40 günde yaptığımız işlerin hepsinin de arka planında ciddi bir emek, vizyon, planlama, kadro ve siyasi irade vardır. 5 yıl, 10 yıl, hatta 15 yıl önce diktiğimiz fidanların bugün meyvelerini topluyoruz. Önce hayal kurduk, bir hayalin peşine düştük. Ardından hayallerimizi somut hedeflere dönüştürdük. Sonra da tek tek hayata geçirdik."
GELİN TÜRKİYE YÜZYILI ETRAFINDA KENETLENELİM
Bizim davamız ülkemizin kazanımlarını daha da ileriye taşıma, evlatlarımıza aydınlık bir gelecek miras bırakma davasıdır. Bu davanın muhatabı 85 milyonun tamamıdır. Dolayısıyla 85 milyonun her birinin bu dava içinde yeri vardır. Gelin ülkemizin, milletimizin, evlatlarımızın aydınlık geleceği için 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı etrafında kenetlenelim. Türkiye Yüzyılı, öyle kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklarla, sağa sola koltuk dağıtmakla, küresel odaklara selam vermekle inşa edilmez.
MİLLETİN ÖZ EVLATLARIYLA ONLARI MUKAYESE EDEMEYİZ
Atatürk Havalimanı'ndaki ülkemizin adeta teknoloji vitrini hale gelen TEKNOFEST'i hazmedebildiler mi? Şimdiden aynı yeri Amerikalı şirketlere devretme sözü veriyorlarmış. Sizin o Amerika'dan görüştüğünüz kişilerle ben 15 sene önce görüştüm. Dediler ki "Biz Türkiye'de yatırım yapmak istiyoruz." "Gelin yapın, ne istiyorsanız sizlere bunu vereceğim" dedim. 15 yıl oldu gelmediler. Bunlar vatansever, milliyetperver değil. Bunlar Türkiye'ye gelip yatırımlara girmezler. Burada yatırımları yapanlar ortada. Bu milletin öz evlatlarıyla onları mukayese edemeyiz.
AYAKLARI BİRBİRİNE DOLAŞTI
Muhalefetin vaatlerinde birbiriyle çelişen açıklamalarda bulunduğunu belirten Erdoğan, "Londra'daki tefecilere verdikleri söz konusunda ayakları birbirine dolaştı. Biri '300 milyar dolar' diyor, öteki 'Hemen gelmez, 10 yıl sürer' diyor. Beriki, '10 yıl çok, 5 yılda gelir' diyor. Nasılsa yalan, istediğin rakamı söyle, istediğin vadeyi ver. Biz yüzlerce milyar dolar değerinde doğalgaz, onlarca milyar dolar değerinde petrol buluyoruz, nükleer santral yapıyoruz, güneş enerjisi santrali kuruyoruz, bunlar sevinmek yerine karalar bağlıyor. Bulunan doğalgazı, petrolü, nükleer santrali ve güneş enerjisi santralleri ülkenin değeri, milletin kazancı ve devletin kârı. Bunlar ekonomide büyük mücadeleler ve fedakârlıklar sonunda kurduğumuz yerli ve milli modeli yıkıp ülkemizi tekrar tefecilerin at koşturduğu bir yer haline getirirler.
BU ZİHNİYET KİRLİ OYUNUN KOÇBAŞIDIR
Bana diyorlar ki 'Sen bu Bay bay Kemal'le niye bu kadar uğraşıyorsun?' Adam hep yalan söylüyor, nasıl uğraşmayayım. Hiç olmazsa belki doğru konuşmaya başlar. Bizim derdimiz onların temsilcisi olduğu zihniyetle. Bu zihniyet Cumhuriyet'le hesaplaşmak isteyen zihniyettir. Bu zihniyet Türkiye'nin yükselişinden rahatsız olan zihniyettir. Terör örgütünü temsilcileri "100 yıllık kazanımları değiştireceğiz" diyor. Bunlarla beraber yürüyor Bay bay Kemal. Bu zihniyet Kandil'de PKK, Pensilvanya'da FETÖ, Avrupa'da cinsiyetçi sapkın, Afrika'da sömürgeci, Ortadoğu'da işgalci, Asya'da fitneci olarak karşımıza dikilen zihniyettir. Bu zihniyet Kürt kardeşlerimizi bölücü örgütün tasallutu altına sokan zihniyettir. Bu zihniyet her bir toplum parçamızı ayrı tuzağın içine çekmek isteyen kirli oyunun koçbaşıdır. İşte buna rıza göstermediğimiz, teslim olmadığımız, buna yol vermediğimiz için düşmanlar. Eğer siyasetimizi, güvenliğimizi, ekonomimizi, beşeri kaynaklarımızı oyunu kuranların eline verseydik emin olun şimdi hepsinin alkışını alırdık.