Ülker Sports Arena'ya tuğla koyan her bir işçinin eseridir bu kupa... Neredeyse 20 yıl önce Zan Tabak, Marko Milic gibi yıldızları getirerek fitili ateşleyen, vazgeçmeden basketbola yatırım yapan Aziz Yıldırım'ın... Kırık ayakla blok yapan Henry Turner'dan, her ribaunt için neredeyse canını ortaya koyan Mirsad'a kadar kitlelere basketbolu sevdiren sayısız yıldızın.... Sadece bu kulübün değil koca bir ülkenin spor tarihini hatta kültürünü baştan yazan Obradovic'in... Planlamanın, vizyonun, inancın, disiplinin, takımdaşlığın eseridir bu kupa...
Yorgunluktan artık ayağını sürüyen ama yine de vazgeçmeyen Udoh'un alın teridir bu kupa... Bogdanovic'in salladığı kafadaki iradedir. Tribündeki sarı duvarın desibeli, Vesely'nin pota kıran smaçları, Nikola Kalinic'in mayıs coşkusu, ressam Datome'nin tuvali, 1.78'lik Dixon'ın kocaman yüreğidir.
Mutluluğun resmi, pozitif elektriğin ödülüdür. Dev ekranlardan ülkenin dört bir yanına yayılan enerjidir. En yaratıcı totemi bulma yarışıdır. En ağır darbeden sonra dahi diz çökmemek, geri adım atmamaktır. O son ribaundun rövanşıdır. Final sendromuna isyandır.
Ama asıl mühimi bir şampiyonluktan öte bir masaldır bu kupa. Satırlarında imzası olan herkesin gerçek birer "kahraman" olduğu bir peri masalıdır.
Başarı ne kadar büyük olursa olsun egonun zerresini göstermeyen, yüzünden çocuksu gülümseme eksik olmayan, emek hırsızlığı yapmayan, tepeden bakmayan, profesyonelliğin zirvesini amatörce yaşayabilen, bel altından vurmayan, rol model olan, takımın kimyasını ve saygınlığını bozacak hiçbir işe tenezzül etmeyen, şövalye ruhlu kahramanların ve "Beni değil talebelerimi alkışlayın" diyen o güzel adamın yazdığı bir masal...
"12 dev adam"ın değil "adam gibi devler"in yazdığı bir masal...
İşte asıl bu yüzden Fenerbahçeliler'in gözünde bu çocuklar "dünyanın en güzel takımı"dır. Kupa kazandıkları için falan değil...
Bu şampiyonluk sadece üçlüklerin, hücum setlerinin, ribauntların değil karakterin zaferidir. İşte bu yüzden kadro mühendisliği denilen şeyin sadece birkaç istatistikten ibaret olmadığının, insanın yüreğine, beynine, yaşam felsefesine de bakmak gerektiğinin delilidir.
Her renkten milyonlar saygı duyup şapka çıkarıyor bu takıma. Ama Avrupa şampiyonu oldukları için değil, asıl o "karakter"den, o "duruştan" gelen bir saygı olmasıdır bu hikayeyi peri masalı yapan.
Kupa kazanan, şampiyon olan çok... Ancak bunu yaparken zeki, çevik ve ahlaklı kalabilenler pek fazla yok.
Dünkü kupa, dün gelinen nokta işte bu yüzden farklı, bu yüzden özel... İşte bu yüzden hikaye değil aslında yıllarca unutulmayacak bir peri masalıdır tanıklık ettiğimiz.
Zira gerçek olamayacak kadar kadar güzel...
Bülent Değerli